1 Şubat 2024 Perşembe Saat: 11:17
Hey Ordu, Hey Ordu; Hey Güzel Ordu!
Yerel seçimlerin hayırlı olsun!
Eskiler, yeniler; bir sürü aday;
Nasîbin her kimse, uğurlu olsun...
*
Lâkin ümitsizim kusura bakma
Hâince bakılır güzelliğine!
Ne asıl-asâlet, insaf, adâlet;
Kıyıyorlar naif özelliğine...
*
Herkes seni istismârın peşinde
Peşkeş çekiyorlar menfaatlere!
Dâvâ dedikleri çıkıyor hevâ;
Bak şimdiye kadarki icraatlere!
*
Bu kadar çok güzel olmasa mıydın?
Güzeller tâlihsiz olurmuş çünkü!
Boztepe'den bir bak kendine ister;
Neler yapmış sana; dünkü, bugünkü?
*
Yarışmışlar gibi sanki, âdetâ!
Çirkinleştirmekte yamaçlarını!
Mantar gibi bitme sivri binâlar;
Bir anlayabilsek amaçlarını!...
*
Duran nasıl durur, bakanlar korkar!
Balkonlar uçurum; manzara berbat!
Vazgeçemiyorlar, tekrar tâlipler;
Şans yine birinden birinde heyhât!...
*
Hiçbir şey olmamış gibi, pişkince;
Dem vururlar aşktan, fedâkârlıktan!
Ağlara da, gülere de inanma;
Hiç geri kalmazlar riyâkârlıktan!...
*
Zannedersin ilgileri aşkından!
Niyetleri parsel, gönül köşkünden!
Sandığa kadardır bu yanan mumlar;
Dertleri oy; kararsızdan, şaşkından!...
*
Bunca harcamalar ceplerinden mi?
Artlarında sermâyedâr ordusu!
Halktan oy alırlar, onlardan emir;
Sana gülüşleri pazar kurgusu!...
*
Söyleyiniz; var mı Allâh için'i?
Hâlisâne sevdâ, yakan içini!
Şimdiden bellidir kime, neresi;
Muhâlifler hazırlasın göçünü!...
*
Sürtüşme yüzünden sistem tıkalı;
Herkes birbirinin kurdu, çakalı!
Kardeşâne seferberlik berhevâ;
Burda Ak Parti'nin ak'ı akalı!...
*
Ak Türk dersin; Beyaz çıkar, ya kara!
"Hak Kılıcı" olan düşmez burlara!
İrfânî hizmetler hep göstermelik;
Ne Balkan ufku var, ne de Buhara!
*
Medeniyet tasavvuru söylemde
Câmi deyip rezil olma eylemde
Milletin bahçesi laylaylom parkı!
Ne enlemde ruh var; ne de boylamda!...
*
Umurlarında mı hiç mâneviyât?
Ey Ordulu; yalnız ye-iç, eğlen, yat!
Beldenin emîni neyin farkında?
Sorunlu, zorunlu; naylon bir hayât!
*
Bir milyon insanın mes'ûliyeti!
Yok mu bunun Hak katında diyeti?
Şakası bir yana, büyük mesele;
Gerektirmez mi azamî ciddiyeti?!
*
Yeri gelir ağlarlar, hep çıkardan;
Kazanınca bakar, yine yukardan!
Randevu duvarı burda gelenek;
Eğer taahhüdün yoksa akardan!...
*
Sonuçta, iş heyecanlı mutlakâ
Dertler artar çoğaldıkça alâka
Kaybetmek var hesabı, pusulayı;
Çıkmak vardır yolun sonu firâka!
*
Yaşımız müsâit, tecrübemiz çok
Ne hayâller kurduk, karşılığı yok!
Sağı-solu, mühendisi, hocası;
Daha nice-nicesi; karnımız tok!
*
Herkes kendisine başkan, avukat
Çoğunluk çıkarcı, ekser vukûat
Şâibesiz göster, elini öpem;
Garip yüreğim yağ bağlasın; kat kat!
*
Seçim öncesi herkes ideâlist
Halaylarla oylar, oyunlarla pist
Sonrası boyalar, çıkar foyalar;
Meğer ağlayan da, gülen de artist!
*
Şimdiye kadarı hep böyle oldu
Uzak kumandalar içeri doldu
Çileyi çekenler, gönül verenler;
Dışarda kaldılar, bed-beniz soldu...
*
Nûrânî, bu işin tabiatı bu;
Siyâset dediğin kapalı kutu
Anlamak gerekmez her şeylerini;
Niye sapıyla yutarlar hamutu?
*
Siyasette hem yer, hem yedirirler
Adına da bereket dedirirler!
Nerede hareket, orda bereket;
Ortada bırakmaz, hem yudururlar...
*
Bunların her biri, iş vatandaşa
Meşgâle olmasa artar kargaşa
Herkesin kendince bileceği iş;
Biz nasılsak öyle idâre başa!...
*
Sen kenarda bekle dâvân nâmına
Düşme böyle herşeylerin gâmına
Yeri geldiğinde söyle sözünü;
Karışma kibârın sır hengâmına...
*
İşleri zor; dahası vebâli büyük;
Her yiğidin harcı değil böyle yük
Rabbim, başta onlar, sonra bizlerin;
Yardımcısı olsun hep büyük küçük!
*
Sözler çok uzadı, artık elvedâ
Gâyemiz bırakmak hoş aks-i sedâ
Faydalı olmaktır rızâen lillâh;
Nasîhat; rahattan ederek fedâ...
*
Dileriz hiç kimse bakmaz kusûra!
Derdimiz vebâlsiz varmak huzûra
Duâm; nasîp etsin Mevlâ herkese
Düşmesin hiç kimse gayyâ çukura...
*
Âmîn diyelim buna, âhır kelâm;
Son tahlilde, anlaşılmıştır merâm
En mühimi, devâm etsin muhabbet;
Selâmün Aleyküm; Aleyküm'Selâm..