Ahmet Yenin

KURT

17 Şubat 2024 Cumartesi Saat: 08:46

Yazarımız Yaşar Kemal” Anadolu’da kurtlar bir beladır” başlığı altında kaleme aldığı ibretlik makalesinde, kurtlardan darbe yiyen insanların yakaladıkları kurtların boynuna bağladıkları çıngırağın avlarına karşı uyarıcı bir alet olduğunu kurt ancak acıkınca avlamak istediği avlarının kaçmalarını sağladığını anlar. Ama iş işten geçtikten sonra anlar demekten kastı, kendinden başkasını düşünmeyen insanlardan ziyade bencil idarecilerin kendilerini seçerek görev ve yetki veren insanlarında kendine verdiği zararı Kurt sana söylüyorum ey insanoğlu siz anlayın siz diyerek insanların okuyup öğrenerek ayılıp uyanmalarına katkı sağlamaya çalışmaktadır.

Tabii halen daha ayılıp uyanarak huzur ve güven içerisinde insanca yaşamak ve birlikte yaşadıkları insanları da kendileri gibi insanca yaşatmak isteyenlere

Anadolu’da kurtlar bir beladır.

Bir kurt, bir koyun veya keçi sürüsüne dalar, kurt sadece bir tanesini alır götürür ancak bütün sürüyü parçalar.

Kurt dalmış sürüden artık hayır yoktur...

Koyundan, keçiden başka geçimi olmayan Anadolu köylüsü, eğer sürüsüne böylesine kurt girmişse çöker, biter, açlıkla karşı karşıya kalır.

Bu nedenle kurt gittikten sonra, sabah olduğunda sürü sahipleri gördükleri manzara karşısında donar kalır ve içleri kurda karşı kinle, öfkeyle dolar…

Bu durumda köylü, kurttan öcünü almak ister. Atlarına binerler, köpeklerini, iplerini alırlar, kurt avına çıkarlar. Kurtları intikam için diri yakalamaktır en büyük amaçları.

Usulünü de bilirler ve sonuçta kurtları diri diri yakalarlar.

Kin bağladıkları, öç almak istedikleri kurda bir fiske bile vurmazlar.

Kurdu hiç incitmezler.

Yalnız sağlam bir telle ya da kirişle kurdun boğazına bir çıngırak takarlar ve kurdu okşayarak, sırtını sıvazlayarak ve sevecenlikle öperek salıverirler.

Boğazı çıngıraklı kurt sevinerek, koşarak ayrılır köylülerden.

Ancak çıngıraklı kurt hiçbir canlıya yaklaşamaz çünkü çıngırak sesini duyan her hayvan önceden kaçar, kurt ise boğazında çıngırak, bozkırlar boyunca, dağlar boyunca boşu boşuna koşar durur.

Sonunda kurt dağlarda açlıktan önce yavaş yavaş zayıflar, sonra zayıflıktan güçsüz düşer ve sonunda bağıra, bağıra, bağıra ölür.

Bu, insan aklına gelen işkencelerin, zulümlerin en korkunçlarından birisidir.

Kurt ancak aç kalınca anlar, boynuna çıngırak geçirilirken kendisini okşayanların, sırtını sıvazlayanların ve kendisini sevecenlikle öpenlerin niyetini.

Ancak iş işten geçmiştir…

Yazar Yaşar Kemal’in insanların ayılıp uyanması için kurttan acı ama gerçek örnek vererek tüm kamuoyu ayılsın uyansın hep beraber omuz omuza verip senden benden diye kimseyi biri birinden zerrece ayırmadan huzur ve güven içerisinde insanca yaşam sürsünler diye acı ama gerçek yürek parçalayan Kurt örneğini vererek kendi kıymetini bir türlü anlamadan dün, bugün, özellikle de günümüzde kendinden başkasını düşünmeyen, kendin ve bir avuç yandaşından başkasına huzur ve güven içerisinde insanca yaşama hakkı tanımayan çalıyor ama çalışıyor diyen ve sadece kendini düşünen zavallılar size söylemektedir size…Kurttan acı örnek verilmesi kurt’u kötülemek değil,asıl akıl sahibi cahil insanın kurttan daha büyük kötülüğü kendi cinsine yaptığını anlatmaya çalışmaktır. Cehalet cahil insan ve idareci kurttan daha büyük hasar ve zarar verir insana ve insan dostu canlılara. Cahil insandan ziyade cahil idareci ülke ve dünya için çok daha büyük zararlar verir işte Gazze vahşeti ortada .Gazze vahşetinin ana sebebi savaş yanlısı ve savaş canlısı tüm bencil idareciler ve çanakçılarıdır. Hele okumuşun cahili çok daha kötüdür. Ülke ve dünya siz çalıyor ama çalışıyor diyerek sadece kendini düşünen insanlar ve idareciler yüzünden çile çekmek şöyle dursun kan ağlıyor kan...