Mehmet Emin Danış

HATIRA DEFTERİ (GÜNLÜK)

19 Mart 2024 Salı Saat: 02:25

... mevcut derdinin misli misli yükü taşıyabilecek gücü olduğu halde en ufak bir bahaneyle isyan eden, yük taşımaktan korkan, cahiller gibi intihara teşebbüs edilmemesini diliyorum.

Hatıra Defteri, yani günlük tutmanın önemini bilirim ama nedense birçok insan gibi bu alışkanlığı bir türlü edinmedim, edinmeyi de düşünmedim…


Bu alışkanlık da diğer bütün alışkanlıklar gibi aile ve yakın çevrede görülüp de edinilen bir davranış biçimidir. Sigara ve alkol gibi… 


Mesela sigarayı liseyi bitirinceye kadar içmedim, lise bitip de hayata atılmak hususunda zorunlu arayışlarım başlayınca kendimce yaşadığım strese gerekçe olarak arkadaşlarım ve babamdan gördüğüm sigaraya yöneldim. O gün, bu gündür kullanıyorum.


Alkolü de kazana doldurup kepçeyle içen bir grubu görünce “neymiş bu meretin tadı, bu kadar zevkle içiyorlar” deyip de tattım, sonrası aynı bahane, moralim bozulduğunda üzüntüden, keyfim yerinde olduğunda keyfimden içip durdum… Ta ki, “yahu ben bu meretten tat almıyorum, üstelik de pahallı bir şey, neden içiyorum ki” deyip de “artık içmeyeceğim” dediğim güne kadar…


20 yıldan fazla oldu, alkollü içecek içmiyorum… Bu konuda tek cümlelik düşüncem yetti ama nedendir bilmem bu sözü bir türlü sigara hususunda demedim, diyemedim, içimden gelmiyor…


Oğlum Ensar, 3 yaşındaydı, Pazara alışverişe gitmiştik, oğlum kucağımda, Pazar gölgelikleri arasında ilerlerken bir sigara yaktım, o 3 yaşındaki konuşmayı yeni öğrenen bebek ne dese beğenirsiniz, “baba, sen bu sigarayı neden yaktın, bilmiyor musun ki dumanı başka insanlara gider…”


Sevgili günlük;


Bir gün, oğlum 5,5 yaşındaken, sabah evden çıkarken, “baba sana bir şey diyeceğim, gerçi ben öyle bir şey yapmam, özenmem ama reklamlarda diyordu ki anne ve babalar sigara içerse çocukları da onlara özenir; ben özenmem ama sen yine de sigara içme baba, bir tane bile içme…”


“Hadi bakim, bu minicik çocuktan da mı ibret almayacaksın” demeyin bana, yıllardır azaltıyorum dediğim bu meretten bir türlü kurtulamadım işte, ne derseniz haklısınız…


Farkındasınızdır mutlaka, sözde ben tutmadığım günlüğe bir defalığına not düşüyorum ama sanki birileri okuyormuş gibi onlara hitap eden cümleler kuruyorum… Çünkü günlükler her ne kadar kişiye özel olup gizli tutulsa da onu yazan kişinin düşüncelerinin gerisinde onları birilerinin okuyup, düşünmesidir. Yazanın dertlerinden haberdar olması ve imkânı olursa ona derman olmasıdır.


Günlük aslında başkalarına söylenemeyenlerin hayaldeki o kişilere söylenmesidir. Günlüklerin çoğu özellikle dile getirilemeyen sevdalara yönelik cümlelerden oluşan destanlardır.


Ben meslek olarak yazarlığı seçtiğimden günlük tutmaya bir türlü ihtiyaç duymadım, belki de ondan dolayı böyle bir gizli arşivim yok. Çünkü söylenemeyen sevdaları bir yazı veya şiirin arasına gizleme şansım vardı… Şimdileri onu da yapmıyorum, çünkü artık evliyim ve “baba sigara içme, öldürür” diyen aslan gibi bir oğlum var… Evlilerin günlük tutma ihtiyacı olmaz, çünkü o söylenemeyen sevdalar ona uğramaz, söylenemeyen sevdalar bekârların, yani eşi olmayanların avuntusudur… Hayatı paylaşacak bir kişi bulan insanın gecelerini kâbusa çeviren gizli haykırışı olmaz ki, ne konuda isterse hemen yanında paylaşacağı yareni vardır… Hele bir de ben gibi şansıyla o kişi, dünyanın en zenginidir. Saygısından asla taviz vermeyen, şakayla bile olsa eşini küçük düşürmeyen, hep bir ton alçak sesle konuşmaya çalışan, beklentilerini hep düşük tutan, gücümüzün yetmeyeceği şeyleri istemeyen, hayırsever, paylaşımcı eş bulmak herkese nasip olmaz. Şükür Allah’ıma yıllar süren yalnızlığıma, işsiz, gelecekten ümitsiz geçen günlerime karşılık Uğur’umu ve ardından da “sigara içenlerin ciğerleri siyah oluyormuş” diyen Ensar’ımı verdi… Allah bu notlarımı okuyan herkese nasip etsin..


Ee, “günlük tutmayan bir adam bu notları neden tuttu” derseniz, aslında cidden de bilmiyorum, bildiğim tek şey var o da yaşanan acılar ve dertler ne kadar ağır gibi gelse de yaşayan kişi için hafiftir, o kişi o dert ve acıyı yaşadığına göre yani halen bir şekilde ayakta ve yaşıyorsa o güce sahiptir…  Bu nedenle hiçbir dert ve acının sigara, alkol veya benzeri saçma alışkanlıklara götürmemesini ve elbette ki kişiliği zayıf, mevcut derdinin misli misli yükü taşıyabilecek gücü olduğu halde en ufak bir bahaneyle isyan eden, yük taşımaktan korkan, cahiller gibi intihara teşebbüs edilmemesini diliyorum.


Mehmet Emin Danış