19 Nisan 2024 Cuma Saat: 14:19
Sabah, gün doğarken Taşbaşın'dan denize bakmak turuncudan kızıla, sarıya dönen ufuk çizgisinde; güneşin doğuşunu izlemek...
Derin bir sessizlik içinde martılar bile yeni yeni uyanmışken; bir bayramı bitirmenin garip bir hüznü...
Çok değil belki 5-10 sene önce herkes bütçesine göre bayram harçlıkları verirdi, çocukların elleri asla boş çevrilmez, olmadı şeker, çikolata mutlaka tutulurdu..
Aslında çocukluk silinmez hatıralar defteridir, hafızada asla yok olmayan kayıtlarla doludur; hatırlayın geçmiş bayramları, nasıl kapı kapı dolaşıp para, şeker topladığımızı...
Baktım da bu sene özellikle, ne çocukların ne de büyüklerin yüzleri pek gülmüyordu. Baklavaların yerini kolay hafif tatlılar almıştı. Şeker pahalı fındık, ceviz daha da pahalı olunca...
Hele bir de emekli iseniz ve kirada oturuyorsanız; bayram gelmiş neyime demek çok zor değil elbet...
Bu kadar kısıtlı ekonomik zaman içinde...
Başta yazdığım gibi Taşbaşın'dan ya da herhangi bir yerden deniz seyretmek miş, gün doğumu izlemek ,dalgaları dinlemek miş kimin umurunda olurdu ki?..
Bu bayramı öyle böyle geçirdik...
Dilerim; gelecek bayramlar geçmiş zamanlarda ki gibi, bol harçlıklı ve yeniden bol bol şeker, çikolatalarla gelir...
Bir yerde okumuştum bayramla ilgili.."Yüzün öpülmekten solsun, miden şekerle dolsun, cüzdanını mahalle bücürleri soysun"...