5 Temmuz 2024 Cuma Saat: 08:53
Soru sormak için bilgi sahibi olmak gerek. Bilgi sahibi olmak için Allah’ın “OKU” ey kulum “OKU” emri gereği okuyup öğrenmek, önce kendini değiştirmek, dolayısıyla aklını geliştirmektir. Emekli cumhuriyet savcısı Av.Yazar Metin Kazan Soru sormak, “bilmeye” yönelik ilk adımdır. Çünkü “bilenler soru sorar” Zira soru sormanın olmadığı yerde ‘taklit bilgi’ aklı kuşatacaktır! Günümüzde de olduğu gibi diyerek okumanın öğrenmenin önemine dikkat çekmektedir.
Okumayan öğrenmeyen insan bilgi sahibi olmadığı için soru da soramaz. Soru sormayan insan sorgulayamaz. Soru soramadığı için söylenenleri doğru kabul ederek öylesine hazırcı olarak her duaya amin diyerek ve dedirterek köle misali yaşar ve beraber yaşadıklarını da köle gibi yaşatır acı ama gerecek günümüzde de olduğu gibi….
Gaye hep beraber huzur ve güven içerisinde insanca yaşamak ise ki evet insanca yaşamak, öyle ise okuyup öğrenecek birbirimize ve elimizle seçerek göreve ve yetki verdiğimiz bizi idare edenlere soru sorarak doğru yaşamaktır.
Biz Metin Kazan kardeşimizin, halkımızın ayılıp uyanmasına bilgi sahibi olup insanca soru sorarak cevap almasına dolayısıyla huzur ve güven içerisinde yaşayıp birlikte yaşadıklarını da kendisi gibi huzur ve güven içerisinde yaşamasına vesile olacağına inandığımız makalesini paylaşarak daha çok insanın okuyup ayılıp insanca yaşamasına karınca kararınca katkımız olsun istedik.
Çünkü herkesi hepimizi ve alemi yaratan yüce Allah ” akıl verip yarattığı insanların en büyük baş belası ve korkulu rüyası cahil insanlar ve idarecilerdir buyurarak, cahillikten okuyup öğrenerek önce kendini değiştirip aklını geliştirerek düşünerek sorarak ve sorgulayarak hep beraber huzur ve güven içerisinde yaşayın ve beraber yaşadıklarınızı da kendiniz gibi yaşatın buyuruyor.
Yazar Metin Kazan kardeşimizde insanların huzur ve güven içerisinde insanca yaşamaları için okuyup öğrenerek sorarak soruşturarak yaşaması gerektiğine dikkat çektiği makalesini sizlerde okuyun daha çok insana okutarak okuyup öğrenenlerin soru sorup cevap alarak yaşayanların sayısının artmasına karınca kararınca katkı sağlayın…
Soru sormak bir meraksa eğer, merakın cevabını ilimde bulmalıdır. Taklit ise, öğretilmiş bir şeye körü körüne bağlılıktır.
‘Öğrendikleri ile yetinen’ asla soru sormaz; var olanı kabul eder; taklit bilgisini ‘inanışla’ besler. Hakikat bunun neresinde!
Hakikat, cesaretle soru soran akılların içindedir.
Eskilerin “Sormaz ki bilsin, sorsa bilirdi; bilmez ki sorsun, bilse sorardı!” düşüncesinden hareketle, “soru sormayı bilmek” çok önemlidir.
Akıl ve kalbe gönderilenlerin, soru süzgecinden geçirilmiş olması gereklidir. Yoksa akla ‘sorgulanmamış bilgi’, kalbe de ‘hurafeler’ yüklenmiş olacaktır.
İnsan her sorunun cevabını alamamış olsa dahi sormaktan vazgeçmemelidir. Çünkü bulunan cevaplar zihinde hakikatlere giden yolda kilometre taşlarıdır. Sordukça öğrenir, öğrendikçe de yeni sorular sorarız.
Öyleyse, biz hep soru soralım. Gerçeğin kapısını soru ile aralayalım. “Soru ve merakın” ilmin yarısı olduğunu kavrayalım.