Nuri Kahraman

SAKARYADAN YOZGATA;

12 Ocak 2025 Pazar Saat: 18:11

SAKARYA'DAN YOZGAT'A; 

YOL HAREKETİ, İLHAM BEREKETİ...

Gerek Kitabımız, gerekse Efendimiz SAV bize gezmeyi, görmeyi; tavsiyenin ötesinde emreder. Nedeni; kâinâtı tüm özellik, güzellik ve çeşnisiyle temâşâ, kıyaslama, farkındalık, öğrenme, ibret, idrâk ve sağlık gibi hususlardır. 

TECRÜBEYLE SÂBİT; HÜDÂ-YI NÂBİT

Bunların hepsini bizzat tecrübe eden ve çocuklar üzerinde şimdi daha da farkedip gören birisi olarak öteden beri gezme fırsatlarını hep değerlendirmeye çalışmışızdır. Rabbim de önümüze hep imkânlar çıkarmıştır. 

DERNEK BİNÂLARI, VAKIF KAPILARI

Diğer yandan, dernektir, vakıftır, cemiyettir; çeşitli sivil toplum kuruluşlarıyle kendimizi bildik bileli organik bağımızın olması, ya da bir şekilde alâkamızın bize bu noktada hep kapılar açmıştır.

Bu meyânda en son örnek, Ordu Şûbe başkanı sıfatıyla TDED’in 9. İstişâre ve Değerlendirme toplantısına katılmak için Sakarya yollarına düşmemiz oldu.

İBKÂ-YI SEYÂHAT, İLKÂ-YI SANAT

Bir de, her yolculuk insanı tekdüzelikten çıkarıp duygu ve düşüncelerini tâzelerken canlandırıyor da. Bir çok şiirlerimizin ilham kaynağı ya da ilk mısrâların ilkâsına yolculuklarımız wesîle teşkil etmiştir. Bunun da son örneği Sakarya seferi oldu. Hem giderken YOLA ÇIKTIM SAKARYA, hem de program sonrası Kartepe'de HAYÂT GEÇERKEN başlıklı birer şiir yazdık.

HAYAT KİTAPTIR, SEYÂHAT TA SAYFALARI

"Hayat bir kitaptır ve gezip görmeyenler hep aynı sayfayı okur!" der Saint AGUSTİNE. Bizim irfanımızda da; 

"ÇOK OKUYAN MI, YOKSA GEZEN Mİ BİLİR?" 

diye anonim bir söz vardır. İlhâmların sökün etmesi de gösteriyor ki, her sâniye farklı sayfalar açılıyor yolun her merhalesinde. İşte Samsun, Gümüşhacıköy, Tosya mısrâ mısrâ dökülen ve Bolu, Sakarya şekillenen ilk şiir:

YOLA ÇIKTIM SAKARYA

Bismillâh, yola çıktık, menzil Sakarya 

Seyri güzel güzergâhın, hem de ayrı bir

Gözler zîrâ  mütemâdî bakar ya

Kim yaptıysa; rûhuna sağlık diyelim başta

Kadirşinâslık bir insanlık borcu

Bir yol ki öylesine keyifli

Ömür misâl, kayar gibi akar ya...

*

Mâlum, saf çocuğu demiş Üstâd niyeyse

Hem de şu bizim mâsum Anadolu'nun

Mâcerâları bitmez, yine bu da mâlum

Soyu-sopu Türk olan insan oğlunun...

*

Diğer yandan her sefer bir hikâye bin şiir 

Kanatlandırır sanki bütün seni  hem

Bu defâ mı farkettim acabâ, bilmem

Allâh'a ısmarladık dostlar, unuttum

Hakkınızı helâl edin hem

Bakmadan hem de kusura küsûra 

Öylesine işte mâlum, dünyâ hâli

Ne olur, ne olmaz; gelirim gelmem...

*

Şu içinden geçtiğimiz geceye de

Söyleyeceklerim var kalmasın içimde 

Gücenmezsin değil mi; bu arada?

Bakıyorum da dağ-taş, herşey yok gibi

Gûyâ ki her yanda ışıkların var

Doğmamış mıydı güneş Ankara'da?

*

Samsun da öyleydi az önce geçtik

Kalmış ışıkların karanlığında

Kendine yetmeyen yalancı güneşin

Yorgun ümitlerin aralığında

Uzanmış siyâhına bahtının

Ne oldu hayâllerine tahtının?

*

Bolu gerede sabahı kıbleden

Doğdu güneş bakarak merkeze doğru

Cümle ötekiler kayıp, karanlık

Vesveseydi zâten; vehim, bir anlık 

Su geldi teyemmüm bozuldu derler 

Haktan gayrısı giran, horluk, viranlık...

*

Coğrafyanın kâlbi Kâbe, gönlü İstanbul 

Yıldızlar ışığını güneşten alır 

Gerisi ateş böceği; yanar, bir söner

Herşeyler sonunda aslına döner

Sönmeyen tek güneş hakîkât kalır...

SAPANCA CÂBİR, BİR GÜZEL TÂBİR

Sapanca CÂBİR OTEL'de 3 güzel günümüz geçti. İki kızım ve torunumla bir arada olmanın güzelliği yanında yeni dostlar, eski tanıdıklar ve toplamda güzel insanlarla berâber muhabbetle lebâlep günler yaşadık. Güzel kaligrafik yazısı kadar sıcak kişiliği ve hoş sohbetiyle cümlenin muhabbetini celbeden Seyfeddin DİLÂVER Bey mütebessim, samîmî sîmâsı, tatlı dili, güzel şiir telâffuzlarıyla berâber ilham perilerinin alâkalarına mazhar oldu. İşte nâçizâne manzûmemiz; onun da, sizlerin de beğeneceği, en azından Sakarya'nın bir güzel hâtırası olarak hüsn-i kabûle medâr göreceğinizi umarak arzediyoruz, buyrun:

* ÇELEBİNÂME *

TDED'İN HAS ÇELEBİSİ

HAZRET SEYFEDDİN DİLÂVER 

DUÂSINI ALMAZSANIZ

GİTMEZ İŞLERİNİZ YÂVER!

*

TEBESSÜMÜ ISITICI

SOHBETLERİ GÖNÜL-ÂVER

SEN DE KATIL MUHABBETE

MAHRUM KALMA BE BİRÂDER!

*

PROGRAMIN İÇİ GÜNDEM

DIŞI HAZRET-İ DİLÂVER

SÂDECE KELÂMI DEĞİL 

KALEM DE GÜZEL BERÂBER...

*

KALEMİYLE KELÂMIYLA

BİR ÖZGE ŞAHIS WEL'HÂSIL

HÂTIRALAR, KISSALAR VAR;

ŞİİRLERDE ASIL FASIL...

*

BİR DE FAYSAL BEY OLURSA

HELE BİR DE SEYFULLÂH BEY

DOYULUR MU MUHABBETE?

HEY GİDİ GÜNLER, DOSTLAR HEY!

*

MUHABBET MAKÂMINDA BİR

PROGRAM GEÇTİ SAKARYA

DEĞİLİZ ARTIK ÇOK ŞÜKÜR 

ÖZ YURTTA GARİP, NE PARYA!

*

NÚRÂNÎ MEMNUN, EZ'CÜMLE

ŞUDUR DENECEK ÖZ CÜMLE

BEKLEYECEĞİZ ÖZLEMLE...

CÜMLEYE SEVGİ-SAYGILAR...

[Sapanca]

MÂŞÛKİYE, KARTEPE; İLHAMLAR SERESERPE*

Ordu İHL'den talebemiz Hayreddin ARICAN ve eşi bizi Mâşûkiye üzerinden Kartepe'ye çıkardılar. Çocuklarla bot kiralayıp kaydık. Yedik içtik. İlhâmlar çay falanda döküldü:

CILGA

Şu hayât geçiyor; geçiyor işte

Hem, kendince kesip-biçiyor işte!

Acep, başka nasıl olsundu peki? 

Biraz hayıflanır gibiyiz sanki...

*

Yıllara, yollara değil de belki

Bir sonu olacak, olunca ilki

Hep, nefsince gittiğinedir; âhın

Zây'ettiğinedir; ömrü, günâhın!

*

Öyleyse korkmalı cılga köprüden 

Kaymalar, yalpalar; eğri-büğrüden

Şaşmamalı hakîkâtten, doğrudan

Rızâsıysa gâye, Yüce Allâh'ın...

*

İnce olan elbet incelik ister

Sâhibi adına öncelik ister

İzden çıkmamaya îtinâ göster

Başkaca bir yolu yoktur felâhın...

*

Sırât-ı müstakîm, selâmet yolu

Fazîlet, hem hikmet, kerâmet yolu

Günâhlara tevbe, nedâmet yolu

Burda; dünyâ-ukbâ sulh u salâhın....

KARTEPE/İzmit

AŞKIN ÇEŞME, EŞKİN MEHTAP, COŞKUN İLHÂM

Sonrası ERENLER, Ârifiye, Ankara, Konya ve Ordu'ya dönüş yolu. COŞKUN TESİSLERİ'nde mola. Gökyüzü mehtap. Musluksuz üç ayrı borudan akan kaynak çeşmeden abdest ve yatsı ve otobüs. Mısrâlar, mısrâlar...

SİREN

Her nereye gidersen git, ay gökte

Sabahleyin güneş hazır ufukta

Sular şarıl şarıl ağaç olukta 

Görülür de dostlar şükredilmez mi?

*

Nasıl durur üstte bulut direksiz

Altta çalkalanır deniz, küreksiz

Yaşayabilir mi insan yüreksiz?

Farkedilip de hiç fikredilmez mi?

*

Durmamacasına ötüyor kuşlar

Karını ninniyle döküyor kışlar

Bir siren âdetâ, dökülen yaşlar

Görülür, duyulur zikredilmez mi?

[Yozgat]

GEZİLER, HASBİHÂLLER, MÜJDELER

Bugünlük te bu kadar. Başta Gazze ve Doğu Türkistan olmak üzere cümle mazlûmların tez zamanda kurtuluşlarını lûtfetmesi niyâzıyla Rabbimize yalvarıyor, yeni geziler, tâze ilhamlar ve güzel, olumlu, müjdeli hasbihâllerde buluşmak, ukbâda da sevdiklerimizle berâber sonsuz güzelliklere ulaşmak dileğiyle cümleye sevgiler-saygılar sunuyoruz wes'selâm...