29 Kasım 2021 Pazartesi
Meksika’da çölde yetişen bir tür kaktüs vardır.
Agave Kaktüsü…
Bu kaktüs tekilanın hammaddesi olduğu gibi, yapraklarında da Sisal denen ipeksi bir iplik var ve ipekten daha pahalı bir kumaşın yapımında kullanılır.
Bir gün bir işadamı bu kaktüslere yatırım yapmaya karar verir.
Büyük bir fabrika kurar, büyükçe ve verimli bir tarlada kaktüsleri yetiştirmeye başlar.
Kaktüsleri orada daha büyük ve daha bol yapraklı yetiştirmek için her türlü fedakârlığı yapar.
Kaktüsleri bol vitaminler ve zenginleştirilmiş gübrelerle besler.
Çabaları sonuç verir, daha iri ve yaprakları daha büyük bitkiler elde eder.
Sıra yaprakların içindeki iplikleri toplamaya gelir. İlginç bir olayla karşılaşırlar; hemen hemen tüm kaktüslerde bu iplikler kaybolmuştur!
Yapraklar daha iri olmuş ama içlerindeki iplikler kaybolmuş.
Buna bir türlü anlam veremez ve işadamı büyük bir zararla fabrikayı kapatmak zorunda kalır.
Ama olayın sebebini öğrenmek ister ve sorunun peşini bırakmaz. Sonuçta Amerikalı bir bitki biyoloğu ile anlaşır.
Bitki biyoloğu çöle gider, bu tür kaktüslerden birinin yanında çadır kurar ve bir-iki ay kaktüsü gözlemler, inceler ve sonuçta bir rapor yazar.
Raporda şu ifade yer alır;
“…bu ipliklerin ortaya çıkma sebebi çölün çetin ve zor koşullarıdır.
Siz bu kaktüsü rahat bir ortama yerleştirmekle onu bu yeteneğinden mahrum bırakmışsınızdır…. “
Çocuk yetiştirirken, eğer ona kötülük yapmak istiyorsanız her istediğini verin.
Eğer iyilik yapmak istiyorsanız, bırakın bazı sorunlarını kendisi çözmeye çalışsın…
Bunu yaparken de kendisini geliştirsin….
Haksız sayılmam değil mi?
Şahsen ben öğle yaptım ve yapmaya da devam ediyorum.
Kalın sağlıcakla….