Nevin Altunbaş

Yeni yıl mı...?

8 Ocak 2022 Cumartesi

Farkında mısınız?

Sokakta dolaşan kimsenin yüzü gülmüyor.

Bir karamsarlık, bir umutsuzluk  bir bıkkınlık bir agresiflik, bir sinirlilik kabus gibi insanlarımızın üzerine çökmüş.

Kiminle konuşsanız hayatından, ortamından şikayet ediyor.

Adeta yaşam heyecanı kaybedilmiş.

Kimse mutlu değil.

*

Yeni bir yıla girdik.

Neşeli, heyecanlı, umutlu, sevinçli olmamız gerekmez mi?

Ama değiliz.

Herkesin suratı asık.

Düşünceli.

Dalgın.

Sinirli.

Zengini, yoksulu yaşama nasıl tutunurum, yaşadıklarımdan, gördüklerimden geri kalmadan, kayıp vermeden hayatımı, ailemi, çocuklarımı nasıl yaşatırımın telaşı, arayışı içerisinde...

Yeni yıl, eski yıl kimsenin umurunda değil.

Doğrusu da nasıl olsun ki?

2022 yılına adeda zam sağanağında girdik. Böylesini de yaşamamış, görmemiştik.

İnanın neye ne kadar zam yapıldığını takip bile edemiyoruz.

Her gün tükettiğimiz peynirin, yumurtanın, sütün, etin, tavuğun, ayçiçek yağının mutfak tüpünün asıl fiyatını unuttuk.

Marketler "fiyat indirdik" mesajları gönderiyorlar.

Hiçbiri gerçekçi değil.

Kaç liradan kaça çıkardıkları, sonra ne kadar indirim yaptıkları hesap dahi edilemiyor.

Sonra bir yıl beklenerek yeni yıla girilen ilk günde elektrik, doğal gaz, ulaşım, köprü geçişleri, akaryakıt gibi birçok kalemde yapılan yüzde 50 ile başlayıp yüzde 120'lere kadar yükselen fiyat artışlarına ne demeli?  

Umudu, hayali, heyecanı, sevinci bitirmeye yetiyor.

*

Hayat pahalılığı, yüksek enflasyon dar gelirliyi iyiden iyiye köşeye sıkıştırdı.

Vatandaşı yaşadığı sıkıntılardan uzak tutmak için suni gündemler oluşturma gayretleri bile sofralardaki yüzlerin düşmesine çare olmuyor.

Ulusal televizyonlar ise vatandaşın gündeminden çok daha farklı gündem peşindeler.

Bilindik kanalların haber bültenleri alışa geldiğimiz siyasi haberlerin ardından sanki ortak yayına girmiş gibi hepsi aynı haberleri yayımlıyor. Hırsızlık, gasp, trafik kazaları, kavgalar, cinayet haberleri... 

*

Sosyal medyada ise farklı bir dünya gösteriliyor.

Canlı yayın yapan Youtube, facebook hesaplardan uzatılan her mikrofona söylenen sözler, vatandaşların şikayetleri ülkenin her köşesinde ne denli insanların sırtlarına ağır yükler yüklenildiğini, başta, çiftçi, esnaf, emekli, asgari ücretle çalışan kesim sözlerle ifade ediyorlar.

*

Ekonomik kriz veya kötü gidiş yalnızca ülkemizde yaşanmıyor.

Dünya ülkelerinde de yaşanıyor.

Bu durumun yansımaları ister istemez ülkemizede geliyor.

Ama böyle gidemez.

Her ne kadar çalışan, emekli kesiminin maaşlarında iyileştirmeler yapılsada yüksek enflasyon karşısında maaşlar eriyip gidiyor.

Kaldı ki aylık sabit geliri olmayan vatandaşlarımızın da var olduğu dikkate alınmalıdır.

Devletimiz yöneticileri halkımız daha da yaşam şartları kötüye gitmeden duruma el koymalıdır.

Özellikle kısa vadede dövizin, faizin,  akaryakıt artışlarının önüne geçmelidir. 

Orta ve uzun vadede ise ülke ekonomisini tekrar eski günlerine geri döndürecek tedbirleri almalıdır.