7 Nisan 2021 Çarşamba Saat: 13:17
Yaklaşık Altı-yedi yıl kadar önceydi. Kızıma hamileydim ve eşimle Ordu sahilinde yürüyüş yapıyorduk. Yürüyüş boyunca gözümüze çarpan şey, yenmiş çekirdek kabukları, içecek şişeleri ve bilumum çöp artıklarıydı. Az ilerde Büyükşehir Belediyesi daire başkanlarından biri ile karşılaştık. Eşim yanına yanaşıp selam verdi. Ve sahil kenarlarının çok kirli kullanıldığından ve halkın bu konuda eğitilmesi ve uyarılması konusunda bir şey yapılması gerektiğini hatırlattı. Başkan beyin verdiği cevap aynen şuydu: bırakın onlar kirletsin biz temizleyelim. Biz bu durumdan rahatsız değiliz.
Evet, böyle çöpten şeyler için milleti rahatsız etmek halkı uyandırır. Başka rahatsızlıkların peşine düşer ve ayaklarına bağ olurdu. Aradan yıllar geçti o kişi görevden alındı yerine başka daire başkanları atandı. Enver Yılmaz dönemiydi ve o dönem kapandı ve Sayın Hilmi Güler ile yeni bir döneme girildi. Fakat değişen hiç bir şey yok. Halk kirletiyor belediye temizliyor. Halkın sahte sıvazlanan başı bir türlü havaya kalkmıyor. Balkonlardan sokaklara fırlattığı çöpü belediye işçilerinin yerden kazıyarak topladığı sistemi alkışlarken avuçlarından nelerin kayıp gittiğini bilmeden yaşayıp gidiyor.
Görgüsüz, Eğitimsiz, Temelsiz çocuklarımıza yarın ne kalacak kaygısı gütmeksizin yaşayıp gidiyor. Rahatımızı bozmayanların vatanımızdan neler götürebileceğini hesaplamadan sunulan geçici rahatlığa kanıp gidiyor.
Titanik gemisi batarken, insanlar paniğe kapılmasın diye çalan keman sesi gibi, çöpten rahatlığa kanmayalım istiyorum. Çöpün kokusu yarına kalır belki ama yanına kalmaz kimsenin.