15 Ekim 2022 Cumartesi Saat: 08:54
Şehir trafiği o şehirde yaşayanların kültür ve eğitim seviyesi göstergesi için önemli bir ölçüdür.
Karayollarında, bölünmüş yollarda, mahalle sokaklarında seyreden araçlar, ışıklı levhalara uymaları, sokaklara, parklara park etme şekilleri araçların fiziki görüntüleri sürücüsünün kişiliği hakkında bilgi verir.
*
Mesela medeni, kültürlü, insana ve kendisine saygısı olan biri park yasak işareti olan bir yere, yayaların yürüyüş yoluna, engelli yoluna aracını park etmez.
Seyir halinde yasaklara uyar.
Direksiyon tutarken telefonla konuşmaz.
Sigara içmez.
Sigarasını izmaritini camı açıp yola, sokağa atmaz.
Hız sınır limitlerine uyar.
Yayaların önceliği olan geçişlerde durur, yayalara öncelik verir.
*
Trafikte motorla seyahat eden bir arkadaşım anlattı.
Bir nevi yardım istedi.
Gazeteye yazda belki birileri yaptığı yanlışın farkına varır dedi.
Sahil yolunda motoruyla seyahat halindeyken önde giden bir sürücü içtiği sigarayı sönmemiş halde camdan dışarı atmış.
Yola atılan sigara yere düşene kadar arkadan gelen motorcunun deri montunun üzerine, kucağına düşmüş.
Yolda belli bir süratle giden motor sürücüsü büyük bir tehlike atlatmış.
Sigara izmariti atan sürücü yaptığı hareketten üzüntü bile duymazken motor sürücüsüne verdiği cevap hayli ilginç ve düşündürücü.
"Olabilir, sizi görmedim, gelen zarar mala gelsin, size birşey olmamış ya" demek olmuş.
*
Yollarımızda bir sürücü örneğinin eylemi.
Yaptığının ne denli tehlikeli sonuçlara yol açacağının farkında değil.
Bir canı tehlikeye atan, yaptığı haraketi sıradanlaştıran böylesine hastalıklı beyinler tedavi edilmeli.
*
Dikkat ederseniz en çok çöpler, sigara izmaritleri şehirler arası yollarda trafik ışıklarının bulunduğu noktalarda, kavşakların kenar çimlerinin üzerinde görürsünüz.
*
Gecenin bir vaktinde son ses müzik açarak sokaklarda gezen sürücüler de var.
Egzoz, havalı korna sesleri bağırtanlar, çığırtanlar...
Biz sade vatandaşlar böylesine kural tanımaz, sorumsuz, insan hayatına kastedenleri görürken, yaşarken kuralları uygulamakla görevliler görmüyor, yaşamıyorlar mı?
Görevlilerin görevi mesai saatleriyle mi sınırlı?
Gecenin saat 03' ünde, 05'inde o araçlar onların evlerinin bulunduğu sokaklardan geçmiyor mu?
Neden müdahale etmezler.
Kural tanımaz sürücülere para cezası yazılsın demiyorum.
Yaptıkları yanlışın trafik görevlilerince doğrusu anlatılarak eğitilemezler mi?
Belli ki bu tür sürücülerin eğitimi, sürücülük bilgisi, kültürü yetersiz.
Bir başka örnek;
Hiç Avrupa ülkelerinden gelen araçların üzerinde, arkalarında, yanında, köşesinde yazı gördünüz mü?
Yollarda kamyonların, minibüslerin, otoların arkasında, camında okuyunca gülüp geçtiğimiz yazılar trafik güvenliği ve kurallarıyla ne kadar uyumlu?
Mesela bizim sürücülerimize özel bu yazıyı bir Almanın, İngilizin, Belçıkalı, Hollandalının kamyonunda, tırında, otobüsünde görebilir misiniz?
"Ölüme gidelim dedin de mazot mu yok dedik…"
"Yolda hızlıyım aşkta yavaş."
"İleride güzel günler göreceğiz demişlerdi. Daha ne kadar gideceğiz?"
... gibi.
*
Sokaklarımız, karayollarımız sürücüler, yayalar adına güvenli değil.
Bir şekilde güvenli hale getirmek lazım.
Avrupalı trafik kurallarına ne şekilde uyuyorsa bizlerde uymalıyız.
Bu yazıyı kaleme aldığım sıralarda televizyon haberlerinde İstanbul' da ehliyetsiz, 17 yaşındaki bir sürücü kamyonet türü bir araçla aşırı hızdan direksiyon hakimiyetini kaybederek önce bir taksiye sonra kaldırım kenarında dükkanın önünde duran yeni mesleğe atanmış genç, idealleri olan doktora çarparak ölümüne neden olduğu anlatılıyordu.