Herkesi, hepinizi ve âlemi yaratan yüce Allah, yarattığı dili, dini, ırkı ve rengi ne olursa olsun tüm insanlar dünyanın her yerinde insandır, yarattığım tüm kullarımla aramdaki sevgi ve saygı bağı olan dinde Asla ve asla zorlama yoktur, bu yüzden insan dünyanın her yerinde insan onur ve gururuna yakışır biçimde huzur ve güven içerisinde insanca yaşama hakkına sahiptir buyurduğu için,insanları değil DİB başkanı Ali Erbaş, ölümlü hiçbir din insanı ve ölümlü fani kul birbirinden ayıramaz…
Yüce Allah’ın yarattığı dili, dini, ırkı ve rengi ne olursa olsun tüm kullarıyla kendi arasında manevi sevgi ve saygı bağı olan kutsal dinimiz, DİB Başkanı Ali Erbaş dâhil, ölümlü hiç kimsenin tekelinde değil ki, gerek o dönemde görevli, gerekse günümüzde görevli din insanı, yüce Allah’ın tüm kulları gibi insan olarak yarattığı Fikri Sönmez’e Müslüman değil, deme cüretini gösterip, kendini inkâr ederek ailesi ve evlatlarını üzdü…
Herkesi hepimizi ve âlemi yaratan yüce Allah, insanı yaşat insanlık yaşasın buyururken, ölümlü yaratılmış kula yüce Allah’ın dinde zorlama yoktur buyruğuna rağmen yüce Allah’ın yarattığı insanları sen şu değilsin, busun diyerek birbirinden ayırmazken, Allah’a şirk koşma cüretini kim hangi hakla nasıl gösterir… Doğrusu o anda Fikri Sönmez’in cenaze namazını eda etmek gayesiyle olay mahallinde bulunan din görevlisinin insanları birbirinden ayıran bölücü söyleme neden gerek duyduğunu anlamak mümkün değil.
Dili, dini, ırkı ve rengi ne olursa olsun herkesi hepimizi ve âlemi yaratan yüce Allah dinde zorlama yoktur, ne isterseniz yalnız benden isteyin, sizler gibi ölümlü yarattığım kulumdan değil. Bana ait kusurlarınızla gelin çünkü yarattığım tüm kullarıma yalnız bana it kusurlarıyla ilgili hesabı ben sorarım, ama kul hakkıyla gelmeyin karışmam buyuran yaratıcımız yüce Allah’a şirk koşarak yüce Allah adına hangi aklı evvel Fikri Sönmez’in Müslüman olmadığı yolunda fetva verip hem ailesi ve evlatlarıyla akrabalarını, hem de insanları üzmesi,farklı düşünceye salıvermesi şöyle dursun,yüce Allah’ın yarattığı insanlar arasına bilerek yada bilmeden fesatlık yapıp nifak sokmaktadır...
Fatsa eski belediye başkanı Fikri Sönmez'in eşi;
Nurten Sönmez
"Benim kocam öldüğünde salasını yarıda kestiler. Fatsa'daki yetkililer toplanıp Müslüman olmadığına karar verip cenazesini bile yıkamak istemediler. Namazını kıldırmadılar. Ölüm yıl dönümlerinde mezarına bile bizi bırakmıyorlardı..."
Kocasıyla beraber iki oğlunun da ceza evine girdiğini anlatan Nurten Hanım, o günkü duygularını şöyle anlattı:
" Oğlum Yusuf Sönmez'i 2.5 ay tuttular içeride. Diğer oğlum Naci Sönmez ise 2.5 yıl kaldı. Eşim Fikri Sönmez için hep 'Bir gün dönecek' diyordum. Ancak yıllar geçtikçe umutlarım tükeniyordu. Ceza evine ziyaretine gittiğimde bana, 'Ben ne yaptım ise halkım için yaptım' diyordu. En son ziyaretine, ölümünden bir ay önce gitmiştik. Çok zayıflamıştı. 5 Mayıs'ta da ölüm haberi geldi." Kocasının salasının evlerinin hemen yanındaki camide verildiğini anlatan Nurten Hanım, hayatının en üzücü anını ise nemli gözlerle aktardı: "Sala okunurken birden yarıda kesildi. Sonra öğrendik ki yetkililer, 'Bu Müslüman değildi. Cenazesi yıkanmaz, salası okunmaz, namazı kılınmaz' diye toplantı yapıp karar almışlar. Bu benim içimi çok acıttı. Çünkü Fikri, namaz kılar, oruç tutardı. Yıllardır her sala okunduğunda içimden, 'Allah’ım inşallah yarıda kesmezler' diye dua ederim. Sala bitene kadar da ağlarım."
Ankara Adliyesi önünde,12 Eylül Davası sebebiyle Nurten Sönmez konuşmasından...