Düşünerek, sorarak, sorgulayarak yaşayan akıl sağlığı yerinde insanlar, okurlar ve birlikte yaşadığımız Ünyeliler, bugün sizlerle Atatürk Sevdalıları sayfasında yer alan “Yurttaşlık Bilgisi “başlığı altında kaleme alınmış bu özel ve önemli makaleyi “İşte O Zaman Türkiye Kurtulur ”başlığı altında paylaşarak, Yurttaşlık Bilgisi dersinin Milli Eğitim müfredatından kaldırılmasıyla o gün, bu gün yetiştirilen öğrencilerin dünyaya ve hayata dair nedenli özel ve önemli bilgilerden yoksun bırakılarak sıradan yetiştirildiğini görüp anlayarak yurttaşlık bilgisi dersinin yeniden milli eğitim müfredatına konmasına karınca kararınca katkımız olsun istedik.
Bizler ilkokulda yurttaşlık bilgisi, lisede mantık, sosyoloji, felsefe okuyan nesiliz. İşte onun için Kim Milyoner Olmak İster programında 15 Bin Tl yi hiç joker kullanmadan %90 kazanabilen bir nesiliz makalesini .
Biz 3 yazılı,1 sözlü imtihan olan ve kopya çekerken öğrenen bir nesiliz.
Biz annesini babasını, huzurevinde terk etmeyen bir nesiliz.
Biz kendine öz güveni olan ama çevresine sevgi ve saygısı olmayan, sadece kendisine yaşayan egoist bir nesil değil; sevgiyi, saygıyı, fedakarlığı, dostluğu, vefa duygusunu , yerine göre başkalarının yaşamı için kendi yaşam tarzından fedakarlık yapan bir nesiliz.
Arkadaşımızın ailesini, kendi ailemiz kabul eden, namus anlayışını buna göre dizayn eden bir nesiliz.
Biz psikologlarla, pedagoglarla şekillendirilen değil; psikolojik sorunlarını aile ve mahalle ilişkileri içinde bedavaya çözen bir nesiliz.
Biz 40 yıllık 50 yıllık arkadaşlarını köşe bucak arayan ve onlarla birliktelikten zevk alan bir nesiliz...
Kabadayı denilen mahallenin bilekli delikanlısını, bizi soyan değil, bizi koruyan kollayan olarak bilen bir nesiliz.
Biz uzun eşeği, kuka oynamayı, saklambacı, beştaşı, seksek oynamayı, kovalamaca ve körebe oynamayı, uçurtmayı, futbolu, bakkala kese kağıdı yapmayı, yakan top oynamayı bilen bir nesiliz.
Akşam üstü olunca, ekmeğin üzerine yoğurt sürüp şeker serpip yiyen bir nesiliz.
Dışarıda yemek yemenin ayıp olduğu ve hatta ağız oynatmanın bile ayıplandığı, her lokmanın eşit paylaşıldığı, çay bardağındaki şeker karıştırılırken kaşığın çıkarttığı sesin ayıp olduğu " hoop deve kervanı mı geçiyor? " diye ikaz edilen bir nesiliz.
Ebeveynlerimizin öğretmenimize " eti senin kemiği benim "diye teslim ettiği ve öğretmenimizin de bu emaneti de gözünden sakınarak koruduğu, kulağımızı çeken öğretmenimizi evde şikayet edemediğimiz ve böyle bir durumda babamızdan azar işiteceğimizi bilen bir nesiliz.
Babamızın sözünün geçtiği ama annelerimize değer verdiği ailede fikir paylaşımının olduğu bir nesiliz.
Lise Mezunu Arkadaşlarımızın Bugünkü Üniversite Mezunlarının Yanında doktora Yapmış bir İnsan Kalitesinde Olduğu bir neslin Çocuklarıyız....
Siz bizim nesli küçümsemeyin.
Bence bizim nesle benzemeye çalışın.
İşte o zaman Türkiye kurtulur. Alıntı