MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli yıllardır iki ilçe arasındaki il olma sevdasını tekrardan tetikledi ve ilçeler savaş vaziyeti almaya başladı. Hazırlıkları sürüyor.
Şurası bir gerçek ki Fatsa ben il olmalıyım diyor, Ünye ben İl olmalıyım diyor. Gerçek şu ki Fatsa ilçemiz nüfus bakımından olsun bağlı beldeler olsun Ünye ilçemizden bir tık önde.
Bu çekişme bitmez. Hükümette iki valilik kurmak istemez. Maliyetli deniyor. Doğrudur da.
Bu işin tek bir alternatifi var bana göre her iki ilçe birleşmeli ama nasıl?
Çok kolay, sosyal medyada da önerdim. Fatsa ilçe hududunun Samsun yönünde bittiği yerden Ünye ilçe hududu başlıyor. İşte tamda buraya Valilik terslerini yapınız. Sadece İl Müdürlükleri, Savcılık, Emniyet Müd. vs. konumlansın.
İl’in ismi de CANİK olsun. Bu isim geçmişte bildiğim kadarı ile bölgenin ismi idi.
Nasıl amma, bir taşla iki kuş ancak böyle avlanır.
Diyeceksiniz ki buda nereden çıktı. Atilla kafayı mı yedi. Kesinlikle yemedim.
Büyükşehir olma teraneleri okunduğunda yazılarımda ve söylemlerimde belki de itiraz eden çok az kişilerden biriyim. Bu oluşumun Ordu ya hiçbir getirisi ve faydası olmayacağı gerçekti. Görüldü ki vatandaşa zararı var. Ordu Köyümüze hiçbir faydası da olmadı. 30 Büyük Şehir içinde Ordu bu yapılanmayı hak etmeyen tek yer. Zaten taşıma nüfus ile 750 bini bulduk, şimdilerde sayımız geriye düştü. Vatandaşa Mali ve Mülki sorumluluğu da var. Yaşayanlar çok iyi biliyor.
İtirazımı gündeme taşıdığımda şahsım günah keçisi oldu. Haklılığım vatandaşların bu günlerde sosyal medyada paylaşılmaları ile gün yüzünde.
Ünye ilçemizin Vilayet olma hevesi yıllar öncesine dayanıyor ama komşusu Fatsa ilçemiz buna itiraz ediyor, siyaseten de kabul görmüyor.
Merkeze Altınordu isminin verilmesine bir türlü içim ısınmadı, Benim gibi birçok has Ordulu da isme ısınamadı.
Görülüyor ki Devlet Bahçeli nin bu önerisi kabul görecek. Yalnız Fatsa göz ardı edilemez. Edilmemeli de. Çare belli Yukarda yazdım. Ne şiş yanar, nede kebap, Ordu da gerçek ismine kavuşurken Büyük Şehir kabusundan da kurtuluruz.
Değerli dostlarım, Ordu bu gün ki anlayışın ışığında Vilayet değil Köy, Turizm beldesi değil, Turizmin gerekleri yok, hep eksik hep eksik. Sahil kasabasının özellikleri bile yok. Üniversitesi var Lise seviyesinde, Teknolojik tekbir fakültesi bile yok. Köy den tamamen uzak.
Sanayi çeşitlendirmesinden uzağız. Organize sanayileri başka illerde 3. üncüsü 4. cüzü bitmek üzere, biz OSB nin 2. sini bile başlatamadık.
Yaylalar işlevsiz ve hareketsiz. Çayda Çıra folkloru ve Yağlı Güreşten başka etkinlik akıllara gelmiyor, bu tutumda dışarıda ilgi yaratamıyor. Yaylalar için ilgi çekici çağa uygun etkinlikler düzenlenmeli. Wosvos şenliği güzel bir örnekti elimizden uçtu gitti. Ofrot yarışmalarına, Rahvan at yarışmalarının bile tanıtımını gerçekleştirilemiyor.
Köyümüzün yöneticileri toplumun fikrine itibar etmezler. Kendi fikirlerimden başkada projeye itibar etmedikleri içinde bölgesine bir kuruşluk menfaat sağlayamazlar.
İnsan yaşadığı bölgeye bağlı kalınca böyle olumsuzlukları da gördükçe yazmaktan kendini alamıyor. Kaz yetiştirmekle, Ot yetiştirmekle, Koyun yetiştirmekle, Yumurta üretmekle, Bungalovun geceliğini binlerce TL. ile kiraya vermekle, Çiçek yetiştirmekle, Kaldırım yapmakla, Bina boyamakla, Ordu’yu cazip hale getiremezsiniz. Biz çalar biz oynarız. Ordu her yönü ile yaşanacak bir yerleşim yeri olmalı ki başka yerlere gıpta ile bakmayalım. Bilmem anlatabildim mi. Köyünüz de kalın sağlıcakla.