İnsanı üzen, ezen bencil insan tarafından işlenen olumsuzluklar yüzünden insanı canından bezdiren can mal ve namus korkusu ve kuşkusuyla yaşamaktır.
Herkesin, hepimizin bizden öncekiler gibi misafir olarak bulunduğu iki günlük fani dünyada İnsanda can, mal, namus korkusu ve kuşkusu olmayınca hayat bir başka güzeldir, hayat bir başka güzel yaşanır… Evet, ne demiş atalarımız;” Gönül ne çay ister, ne çayhane, gönül dost ister çay bahane”…
İşte son yıllarda bencil insanlardan ziyade bencil idareci odaklı şiddet ve nefret söylemlerinin havada uçuştuğu cennet vatan ülke Türkiye’de, sevginin hâkim olmasıyla dünyanın ve hayatın bir başka olduğu güzel olduğu günler vardı. İşte buna yazar Muzaffer İzgü beyefendinin kendi ailesinden verdiği harika bir örnek. Bu örnek yaşamı hayal ederek yaşam süren insanlarımızın bu kısa ve öz makale ile gönlüne su serperek ülkede ve Ünye de sayılarının artmasına karınca kararınca katkımız olsun istediğimiz için paylaşıyoruz.
Buyurun sizde okuyun, daha çok insana okutun ve okuyup öğrenerek eskiden olduğu gibi daha huzurlu ve güvenli hayatımız olacağını bilin…Malum olduğu üzere ülkenin Ünye’nin ve tüm insanlar ile insan dostu canlıların en büyük baş belası cehalettir, cahilliktir.
Cahillikten kurtuluşun ilk ve tek yolu okuyup öğrenmek, kendimizi değiştirmek ve en önemli sermayemiz olan aklımızı geliştirmek suretiyle daha düşünerek sorarak ve sorgulayarak yaşamaktır.
Babam okulda hademeydi.
Annem çamaşıra giderdi, onun bunun çamaşırına..
Önüne dağ gibi çamaşır yığarlardı, karşılığı bir lira..
Deterjan yok o zamanlar, küllü su vardı, küllü su elini parçalardı, akşam bir lirayla mutlu mutlu gelirdi. O yoksulluk içinde annemin üç çeşit yemeği vardı, etli bulgur, otlu bulgur, sütlü bulgur..
Etli bulgur dediğim, et yok, annem ekmeğin kabuğunu kuyruk yağında kızartırdı, bulgur içine dizerdi,
Alllahhh, oldu sana etli bulgur, çatır çutur yerdik.
Seyhan'ın kıyısından ebegümeci toplardım, otlu bulgur olurdu.
Sütlü bulgur ise, aslında ayranlı bulgur, paramız bir kase yoğurda yeterdi,
bir kase yoğurda bolca suyu karıştır, o ayranı yedi insanın yiyeceği bulgura karıştır, güya sütlü bulgur..
Ama dedim ya, sevgi öylesine çoktu ki evde, ülke Ünye ve insanlar ve hatta insan dostu canlılar olarak dünden daha çok günümüzde en çok ihtiyacımız olan sevgi karnımızı doyuruyordu..