Hayır efendim, değildir! Peki ya neden? "Nasıl olur, kadınlar insan değil midir?" türünden çok lâflar duymuş olmalısınız. Bize göre bu iki cinsin önemi eşit, ancak hususiyetleri tamamen farklıdır. Bu farklılıklar kadını aile ortamında, iş hayatında, askerlikte, sosyal doku bünyesinde, kısacası hayata dair her alanda farklı ama, adil bir konuma taşımayı gerektirir. Farklı olmak çok doğaldır ve söz konusu farklılıkların farklı muamelelere neden olmasının haksızlıkla alakası yoktur. Kaldı ki; yaşamın içinde yer alan hemen her şey, diğerlerine göre az ya da çok farklılıklar arz eder. Ve dahi, öncelikle kadın ve erkek cinsi olmak üzere her şeyin birbirine eşit olması zorunlu değildir, beklenmeyen ve istenmeyen bir durumdur. Meselâ; tabiattaki her madde altından yahut elmastan ya da petrolden yapılmış olsaydı, Dünya üzerinde yaşam koşullarından söz etmek mümkün olmazdı. Gezegenimizdeki 4 milyon civarında farklı madde sayesinde yaşama elverişli bir ortam teşekkül edebilmiştir. Bu durum, farklı olmanın ne derece hayati bir önem taşıdığı gerçekliğini ortaya koyma bakımından çarpıcı bir örnektir.
Aynı zamanda "eşitlik" ve "adalet" kavramları da farklı anlamlar taşır ve eşitlik her zaman için adalet anlamına gelmez! Esas olan; farklılıkların dikkate alınması kaydıyla farklı kişi, durum ya da cinse özel konjonktür belirlemektir! İşte o zaman adaletten söz etmek mümkün olabilir.
Kadın ve erkek cinsini eşit kabûl edip, kadınları erkeklere, erkekleri kadınlara özel durumlara tabi tutmak adalet değil, haksızlık olarak değerlendirilebilir. Bu iki cinse ait o kadar çok özgün hâl ve durum vardır ki, burada saymaya kalksak sayfalar dolusu içeriğe karşılık gelir.
Bir tıp doktoru olan Alexis Carrel, "İnsan Denen Meçhul" adlı kitabında; kadınların, hücrelerine varıncaya kadar erkeklerden farklı olduğunu ifade eder.
"Kadın ve erkek eşit değildir, kadın harika bir şeydir" mealinde bir söz okuduğumu hatırlıyorum.
Dikkat edilecek olursa; eşitlikten dem vuran çerelerin, kadın cinsini istismar etmeye pek yatkın oldukları fark edilir.
Sözün özü; "farklıyız, adiliz ve mutluyuz" şeklindeki bir yargı, önünde saygıyla eğilinmesi gereken bir çıkarım olacaktır.
Birbirine eşit olan iki varlık, her yönüyle aynıdır; değilse, değil...saygıyla..