Çünkü kendi isteği ile fani dünyaya gelmeyen ölümlü fani olan akıl sahibi hiçbir insan doğduğu yerde değil, sevildiği ve sayıldığı yerde huzur bulur…
İki ayrı cinsten biri varlık sebebimiz kadın diğeri var olmamıza katkı sağlayan erkeğin bir araya gelmesi üzerine oluşan ve adına evlilik denilen özel ve önemli kurumu oluşturan dişi erkek iki ayrı cinsin cinsel birlikteliği sonrası akıl sahibi canlı olan insan dünyaya gelir. Geldiği yer onun dünyaya, gözlerini açtığı dünyadaki toprak parçasının vatanın bir parçasıdır. Orası burası şurası diye adlandırmaya gerek yok. Çünkü insan kuş misali doğduğu gözünü fani dünyaya açtığı yerde değil, doyduğu insani ilgi ve alaka gördüğü yerde doğduğu yerden daha mutlu huzurlu ve mesuttur. Ayşe Taş iyi örneğinde olduğu gibi. Ayşe Taş Ünye'de doğmuş olabilir. Allah yarattığı her kuluna ayrı bir sevda verir, vermiştir de sanatçı Ayşe Taş iyi örneğinde olduğu gibi. Biz Ayşe Taş iyi örneğinde olduğu gibi fani dünya gözlerimizi Ünye'de açmışız. Nice Ünyeliler de Ünye de doğup ülkenin ve dünyanın en uzak köşelerinde hayatını sürdürür. Ünyeli ye hayatını sürdürdüğü ülkede yada farklı dile, farklı dine mensup dünyanın öbür ucundaki ülkede akıl sahibi ve akıl sağlığı yerinde kendini değiştirmiş, aklını geliştirmiş düşünerek sorarak sorgulayarak yaşayan hiçbir insan ve idareci nesin kimsin, dinli, dinsiz gibi yersiz soru sormaz soramaz .Çünkü yaşam hakkı insana yaratıcı tarafından bahşedilmiş en kutsal haktır. Bu hakkı kendisi gibi ölümlü fani olan insan insana bahşetmemiştir ki, hesap sorsun. Bu konuda hesabı yalnız herkesi hepimizi ve alemi yaratan yüce Allah sorar. Allah'tan başkasının insana hesap sorma haddi de değil, hakkı da değildir. Fani dünya, dünya üzerinde gözlerini açmış insan başta olmak üzere insan dostu tüm canlıların insani ve hayati kural ve kaidelere uyarak yaşama hakkına sahiptir. Bütün mesele fani dünyaya gözlerini akıl sahibi insan olarak açıp,yüce Allah'ın insanlığın en büyük baş belası cehaletten, cahillikten kurtulması için oku ey kulum oku buyruğu gereği okuyup öğrenip ilim bilim sanat tahsil ederek önce kendini değiştirip dolayısıyla en önemli sermayesi olan aklını geliştirip düşünerek sorarak sorgulayarak yaşayıp iyi ve güzel ahlaklı vicdanlı örnek insan olmaktır. İyi ve güzel ahlaklı vicdanlı örnek insan örnek Müslüman, örnek Hristiyan, örnek Yahudi, örnek putperest’tir. İyi ve güzel ahlaklı vicdanlı örnek insandan insan dahil insan dostu hiçbir canlıya zarar gelmez. Çünkü örnek insan insanları dili dini ırkı ve rengi ne olursa olsun hiç birini bir diğerinden zerrece ayırmaz. Tümünü insan ve insan dostu canlı olduğu için sever sayar. Bu yüzden kendine saygılı mesleğine sevdalı iyi ve güzel ahlaklı vicdanlı örnek insan Ayşe Taş iyi örneğinde olduğu gibi sevdiği saydığı ve sevildiği sayıldığı yerde huzur bulur. Gerisi boştur... Yani özetlemek gerekirse ölümlü fani olan insanı dili, dini, ırkı ve rengi ne olursa olsun dinli ve dinsiz olarak görüp ona göre değerlendirmek yerine özde insan olarak görüp insan olarak değerlendirmek, insan olarak faydalanmakta hem günümüzde hem de gelecekte büyük yarar olacağı kanaatindeyim. Yani inancımız gereği herkesi hepimizi ve alemi yarattığına inandığımız bir güç var, bu gücün adına ne, derseniz deyin bize göre Allah. Allah dili, dini ırkı ve rengi ne olursa olsun tüm insanları akıl verip yaratır, yaşama iradesini akıl verip yarattığı kişiye kişilere bırakır. Bu yüzden dil din ırk renk ayrımı yapmak yerine insan olarak yaratılıp insan olarak varlığını tamamlayıp insan olarak ebediyete göçecek olan akıl sahibi canlıya(Müslüman, Hristiyan, Yahudi, Putperest) o yada bu diye değerlendirmek yerine akıl sahibi insan olarak görüp, insan olarak bakmaktan ve insan olarak değer vermekten öteye yapılabilecek fazla bir şey yok.
Bunu neye dayanarak söylüyorum, ya da söyleme gereği duyuyorum. Tabii ki herkesi hepimizi ve alemi yaratan yüce Allah 'a olan inancımız gereği. Yüce Allah yarattığı dili, dini, ırkı ve rengi ne olursa olsun tüm kullarına ne isterseniz ölümsüz olan benden isteyin. Ve bana ait tüm kusurlarınızla gelin, bana ait Her şeyin her kusurunuzun, her doğru uzun yanlışınızın hesabını yalnız ben sorarım.Gereğini yani ödülünü ve cezasını yalnız ben veririm. Bana ait kusurlarınızla ilgili olarak yarattığım ölümlü hiç bir fani, ölümlü fani olan kullarına etkisi ve yetkisi ne olursa olsun insani yaşamına karışmaz, karışamaz adıma hesap soramaz...Bana, ait kusurlarınız da olumlu yada olumsuz davranışlarınıza karşı hesabı sormak ödülü ve cezayı kesmek yaratanınız Yüce Allah'a aittir. Ama bana kul hakkıyla gelmeyin karışmam buyurarak yarattığı kullarına bahşettiği hayatı yarattığı kullarının hür iradesine bırakmıştır. Bunu ölümlü fani olan ben, biz, siz onlar değil, ölümsüz olduğuna inandığımız Yüce Allah diyor...Nokta.