Fani dünyanın olmazsa olmaz en mükemmel canlısı akıl sahibi insandır da, insan öyle yattığı yerden değişmediği gibi en önemli sermayesi olan aklını da geliştiremez.
Zaten insan değişmiş ve aklını geliştirmiş olsa ülke ve dünya bu vahim halde olmaz. İnsanlığın varoluşundan günümüze kadar olumsuz bir şekilde gelişine bakıldığında insanlık düşmanlarının hep var olduğunu görürsünüz.
İnsanların değişip aklını geliştirmesiyle ilgili konu yeni değil. İnsanların okumadan öğrenme kendini değiştirme ve aklını geliştirme şansı yok.
İnsanlığın doğuşundan günümüze gelişine dek var olan hazırcılar insanların sırtından bedava geçinmek için Allah ile din ile iman ile insanları aldatarak cahil kalmalarını sağlayıp düşünerek yaşamalarına mani olarak kendi hayatlarını suya sabuna dokunmadan yaşamak itiyorlar ve bunu da devletin sevk ve idaresinde yer alan aynı zihniyetteki idarecilerin gizli ya da açık destekleriyle büyük oranda başarıyorlar da... Ama haramın, yalanın sonu yok. Er yada geç insanlık düşmanları kaybedecek
Bu yüzden aykırı düşünce sahibi iyi ve güzel ahlaklı vicdanlı insanlarda insanlığın doğuşundan günümüze dek gelişine kadar insanlık düşmanlarına karşı boş durmayıp sürekli çalışıyorlar Neyzen Tevfik iyi örneğinde olduğu gibi.
Yazar Murat Demirocak kardeşimiz Neyzen Tevfik ile ilgili olan özel, önemli ve son derece anlamlı olan insani makalesini insanlıktan nasibi almayanlar için paylaşarak huzurlu ve güvenli bir şekilde hayat sürmek isteyen insanlarımıza karınca kararınca katkımız olsun istedik.
Buyurun okuyun, daha çok insana okutun özlediğimiz insanlığın yeniden hayat bulmasına sizlerde karınca kararınca katkıda bulunun…
Neyzen Tevfik soğuk bir kış günü aç sefil ortada kalır. Sığınır bir caminin şadırvanına ve bekler ki birisi onu görsün ve yardım etsin.
Fakat hava soğuk gelen giden yok.
Çaresiz kalkar yerinden ve perperişan, kalacağı yere doğru yürümeye başlar.
O dönemin en varlıklı ailelerinden birinin gencecik oğlu askerden yeni gelmiştir ve O'nu görür ve halini anlar.
Genç adam o günün en büyük parasını cebinden çıkartır, takdim edecektir ama bir sorun vardır. Karşısındaki koskoca Neyzen Tevfik’tir.
Allah'ın deli ve veli bir kulu..!
Koca Neyzen'in sağı solu belli olmaz ki, bir bakarsın devlet başkanlarına kafa tutar bir bakarsın zamanın en zengin adamlarını yerin dibine sokar.
Delikanlı parayı buruşturup Neyzen'in ayaklarının dibine doğru hafifçe atar..
Sonra omzuna dokunup;
- “Efendim paranızı düşürmüşsünüz." der.
Neyzen gözleri zaten hasta, zar zor açıyor göz kapaklarını ve çocuğa bakıyor. Anlıyor tabii ki inceliği, zerafeti.;
-Ah be çocuk, ah be evladım...
O düşen sizin pırlanta kalbinizdir.
Nezaket, insanlık ne güzel şey...
Demek ki almanın da, vermenin de bir adabı varmış. Almanın değil vermenin zenginlik olduğunu bilenlere ve karşılıksız sevenlere gelsin selâm…