Geniş kitleler tarafından alkışlanan, taktir edilen ve övülen kimselerin ruhu aşırı derecede okşanır ve kendilerini abartılı şekilde olduğundan çok daha büyük zannetmelerine neden olur! Hemen bütün devlet ve hükumet başkanları bu yanılgıya, daha doğrusu bu girdaba düşmekten kurtulamazlar ve kurtulamamışlardır! Oysa tüm insanlar herkes gibi beşeri zaaflarla yüklüdürler. Ne var ki, tıpkı aşıkların sevdiğine kör bakması gibi, bu kimselerin hakikatlere kör bakması kaçınılmaz bir gerçeklik olarak karşımızda durmaktadır. Hatta çok daha ileri gidip; kendilerinin Tanrı ya da Tanrı'nın gölgesi olarak zan etmeleri bile söz konusudur!
Bu yüzden halka tepeden bakar, kendileri için lâyık gördükleri ayrıcalıkları vatandaşlar için lüks ve gereksiz görürler! Kendi şahıs ve iktidarlarını halkın gözünde daha da büyütmek, daha etkin kılmak ve daha sürekli hâle dönüştürebilmek için toplum psikoljisi argümanlarını kullanarak insanları küçümsedikçe küçümser, onları da kendilerinin çok büyük, halkın ise çok sıradan olduklarına inandırırlar.
Halkın çoğunluğu da bu toplum mühendisliği ürünlerini sorgulamadan kabûl eder, boyun eğer ve itaat eder.
Oysa yönetici kadro, yönetilenlerin iradesi doğrultusunda işbaşına gelmiş ya da orada durabilmektedir. Bir bakıma; yönetilen kitleler, kendi elleriyle seçtikleri yahut destekledikleri iktidar sahiplerinin, kendilerini küçümseyip hor görmeleri için fırsat tanımaktadırlar.
Elbette ki; yönetilenlerle yönetenler arasında gerek sorumluluk, gerek ekonomik durum ve gerekse güç anlamında farklılıkların olması çok normâldir. Başka bir ifadeyle; bal tutanların parmaklarını yalaması anormâl değildir. Buna karşın, bal küpünü kafalarına geçirmeleri, yani devletin imkânlarını kendi lehlerine, halkın aleyhine olacak şekilde hovardaca kullanmaları adil, normâl ve kabûl edilebilir bir durum değildir.
Bir devlet başkanının geçim sıkıntısı olmamalı, geçim derdine ayıracak vakti hiç olmamalıdır. Zira toplumun sorunlarına çözüm üretmek için ayırmaları gereken vakitten zaman kalmamalıdır. Çünkü devletin en tepe noktasında bulunan yöneticinin sorumluluğu, kendi geçim derdine zaman ayırmaya müsaade etmeyecek kadar ağırdır.
Bütün mes'ele; iktidar sahiplerinin adalet duygusundan uzak bir şekilde elde ettikleri gücü hovardaca kendi lehlerine kullanmalarına karşın, halkı ihmâl etmeleridir!