Özellikle Adıyaman'da yaşanan asrın felaketi sonrası sık sık karşılaştığımız mağdur, gariban insanların dertleriyle bezenmiş üzücü haberler dikkat çekmeye başladı...
Haydi diyelim, deprem oldu, asrın felaketiydi, birkaç hafta, birkaç ay zamansızlık veya malzeme eksikliği yaşadınız da "Sayın Sayınlar"... Aradan geçen 1 yıl içerisinde hiç mi zamanınız olmadı ki bunca vatandaş derdini Hatice Akgöz Ablasına anlatıyor...
Bir değil, iki değil... Yeni Adıyaman Gazetesi'nin neredeyse her sayısında "kime gittiysem derdime derman olmadı, geleceğiz diyorlar, gelmiyorlar, not ettik diyorlar ardından bir daha dönüş yapmıyorlar" diye dert yanan vatandaşların haberi var...
Bir bakıyoruz, evi yanmış, akrabasına sığınmış, 3 engelli çocuğuyla mağdur olduğu her halinden belli bir aile, bir bakıyorsunuz "kapı kapı dolandım kimse bana yardım etmedi" diyen gariban bir kadın, bir bakıyorsun "hastam var ama gittiğim kimse bana yardım etmedi" diyen bir başkası...
Ama ne hikmetse söz konusu garibanların derdi, haberi yayınlanır yayınlanmaz çözülüyor...
Bir de utanmadan garibanlara gidip "niye gazetecilere açıklama yaptınız" demiyorlar mı?
Utanın be, utanın... Ne yani herkes gazetecilere mi gelmeli? Veya her derdi Vali'ye mi aktarmamız gerek? Siz ne işe yararsınız, sizi Devlet o görevlere niye getirmiş, maaşınızı hangi görev için alıyorsunuz?
O insanlar sizden , bizden birileri... O insanlar belki de depremden önce sizin ekonominizi 5'e-10'a katlayacak durumdaydı ve en önemlisi de o insanların yerinde siz de olabilirdiniz... Gariban vatandaşlar kime gitsin?
Niye yani ilk gelişlerinde durumlarına cidden eğilip mağduriyetlerini gidermiyorsunuz? Yani o ilk gelişlerinde ihtiyaç sahibi değillerdi de gazetede yayınlanınca mı oluyorlar? Aynı insan gazeteciye gelmeden önce de size gelmiş, derdini o zaman görüp çözseydiniz bu şekilde sizi şikayet edercesine açıklama yaparlar mıydı?
Kendi hatanızı gidip de o mağdurlara kızarak düzelteceğinize ilk geldiklerinde ciddi bir Devlet görevlisi olduğunuzu unutmadan gidip çözseniz olmaz mı?
Bakın Sayın Cumhurbaşkanı ve Bakanlar, Milletvekilleri, Vali, Belediye Başkanı ve kısacası Devlet diyor ki "biz vatandaşımızın tüm ihtiyaçlarını gönderdik, konteyner sorunu yok, kılık kıyafet ve ev ihtiyaçlarını ve hatta ev araç-gereçlerini yeterince gönderdik" diyorlar... Ki bu da doğru. O halde illa birileri size emir mi vermeli?