Sevgili Babacığım; geçen yazımızda da işâret ettiğimiz gibi zaman zaman burada hasbihâl edeceğiz. Bu bağlamda bugün yine birlikteyiz.
ŞÂBAN KAHRAMAN, İSMAİL ALTINTAŞ
11.sene biterken seninle ilgili yazdıklarımız medyada yer aldıktan sonra Şâban KAHRAMAN Bey arkadaşımız yorum kısmına bir fotoğraf göndermiş. İsmail ALTINTAŞ Amca'nın 14.09.2012 târihli cenâzesinden.
RAHATSIZ OLDUĞUN SÜREÇ
Sen en öndesin. Vefâtından öncesi, 6 ay bile değil. Rahatsız olduğun süreç yâni. Yer de yayla diyebileceğimiz bir yükseklikte. Kabadüz bizim yayla ağırlıklı bir kazâmız mâlum.
DOST GÖNÜLLÜ, ARKADAŞ CANLISI
Yâni, neresi olursa olsun, sen böyle toplum yerlere bir elin kanda da olsa gitmeye çalışırdın. Öylesine dost gönüllü, vefâkâr ve de arkadaş canlısıydın.
İSLÂMIN SOSYÂL 5'LİSİ
Elbette bunda dînî telkin ve tavsiyelerin de önemi var ama hayâtına bakınca sanki şu Hadîs-i Şerîfi, İslâm'ın 2. 5 şartı olarak sosyâl hayâtının mihveri hâline getirmiştin:
MÜSLÜMANIN MÜSLÜMANDA 5 HAKKI
Ebû Hüreyre radıyallahu anh’den rivayet edildiğine göre, Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:
“Müslümanın Müslüman üzerindeki hakkı beştir:
1- Selâmı almak.
2- Hastayı ziyaret etmek.
3- Cenazeye iştirak etmek.
4- Dâvete icabet etmek.
5- Aksırana “yerhamukellah” demek.”
[Buhârî, Müslim, İbn Mâce, Cenâiz bölümleri]
NAMAZ BİR KÎRAT, BİR KÎRAT TA DEFİN
Resulullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:
“Kim bir cenazede, cenaze namazı kılınıncaya kadar bulunursa, bir kîrat, gömülünceye kadar kalırsa, iki kîrat sevap alır.”
- İki kîrat ne kadardır? diye sordular.
İKİ BÜYÜK DAĞ KADAR
Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem;
- “İki büyük dağ kadar!” cevabını verdi. (Buhârî, Cenâiz 59; Müslim, Cenâiz 52, 53. Ayrıca bk. Nesâî, Cenâiz 79; İbni Mâce, Cenâiz 34)
KARŞILIĞINI ALLÂH'DAN BEKLEYEREK
Dağın ismi de geçen bir diğer rivâyet te şöyle:
“Kim, sevâbına inanarak, karşılığını sadece Allah’tan bekleyerek bir Müslüman cenazesi ile birlikte gider ve namazı kılınıp gömülünceye kadar beklerse, her biri Uhud dağı kadar olan iki kîrât sevapla döner. Kim de cenaze namazını kılar, defnolunmadan önce ayrılırsa bir kîrât sevapla döner.” (Buhârî, Müslim, İbni Mâce)
KÎRÂT KÜÇÜK, SEVAP BÜYÜK
Hadisleri Nasıl anlamalıyız?
Aslında küçük bir ağırlık birimi olan Kîrât kelimesi bazı hadislerde gerçek anlamında, burada olduğu gibi bazı hadislerde de farklı bir ağırlığı ve büyüklüğü anlatmak üzere pay anlamında kullanılmıştır.
ALLÂH BİZİ SEVİYOR, BİR'E MİLYON VERİYOR
Nereden bakılırsa bakılsın, bunların büyük değerler olduğu, Rabbimizin hiç bir işimizi karşılıksız bırakmadığı, en ufak iyiliğimize bile hayâl edilemeyecek karşılıklarla mukâbele ettiği, edeceği, bizi sevdiği ve de affetmek için bahâneleri çoğalttığı ortada.
FARK ERÇTMELİ, GARK OLMALI
Bizlere, farkedip gereğini yapmak ve dünyevî, uhrevî güzelliklere gark'olmak düşüyor. Rabbimiz bizleri o bahtlılardan eylesin. Âmîn.
ULUBEY'DEN GELEN MÜJDE
Şimdi de tevâfukan dün, Ulubey Müftümüz Hâki ÖZGÜL Bey Hoca, Mîraç Kandili vesîlesiyle yaptıkları bir sohbette işledikleri bir metni paylaşmıştı arapçasıyla berâber. Çok güzel, muhabbetle, sevgiyle, ümitle, müjdelerle dolu bir metin.
FAYDADAN HÂLÎ DEĞİL; TAM AKSİNE!
Konumuzla doğrudan ilgili olmamakla berâber bir başka boyut sadedinde zikretmek hiç te faydadan hâlî olmayacak. Belki konunun kapsamını genişleterek boyutu derinleştirecek.
KONUDAN VÂRESTE DEĞİL; BİLAKİS:
Hem, ayrıca konuyla ilişkilendirmek gerekirse babam için, ziyâret noktasında gözle görülür bir sebep şart değildi. Din kardeşi, akrabâ, dostluk, uzaktan tanışıklık yeterliydi. Hele uzaklara gidecek olsa mutlakâ tanıdıkları arayıp bulmak, ziyâret etmek isterdi.
ÖZNUR MAĞDEN, ALMANYA
Nitekim; geçen ay dolmuşta para vermeye çalışırken birisi arkadan ben vereyim hocam, kartım var çekeyim dedi. Israr edince peki dedik. Öznur MAĞDEN arkadaşımız köye giderken yolumuz üzeri, komşu köyden. Ama evlerimiz birbirini görüyor. Kendisi Alman'yada oturuyor.
KAFA DENGİ, HOŞ SOHBETTİ
Hemen ayaküstü dolmuşta konu babama geldi;
- Almanya'ya işadamları grubu olarak geziye gelmişlerdi. Babamı, bizi buldu. Çok cana yakın, kafa dengi, hoş sohbet, dost gönüllüsüydü. Orada kendisiyle ben ilgilendim. Babamla yaşıttı ama biz daha iyi anlaşıyorduk. Arkadaş gibiydik. Almanyada hep berâber gezdik dedi.
SONRA DAHA KONUŞURUZ
Sâlim Amca çok iyiydi. Sonra daha konuşuruz. Babam da, o da gerçek âlemdeler şimdi. Allâh CC rahmet eylesin dedi.
SEFER PALA; EYMÜR, FRANSA
Bizim köyden Sefer PALA Ağabey de Fransa gezilerinde kendisini orada bulduğunu anlatmıştı. İnşâllâh birgün detaylı konuşup anlattıklarını yazmak nasîp olur.
MÜFTÜ BEYİN PAYLAŞIMI
Her neyse biz, müftü beyin paylaştığı metnin türkçesini arz ediyoruz; şöyle:
"Adamın biri bir köydeki din kardeşini ziyarete gidiyordu. Allah onun yolu üzerine insan şeklinde bir melek dikti. Melek o adama, "Nereye gidiyorsun?" diye sordu. Adam,
"ŞU KÖYDEKİ DİN KARDEŞİMİ ZİYARETE GİDİYORUM"
cevabını verdi.
Melek, "Orada elde edeceğin bir menfaat var mı?" diye sordu. O "Hayır, sadece ben onu Allah için sevdiğimden gidiyorum" dedi.
BEN ALLÂH'IN ELÇİSİYİM
Melek,
"Ben Allah'ın sana gönderdiği elçisiyim. Şüphesiz senin onu sevdiğin gibi, Allâh CC da seni sevmektedir" dedi."
SEVGİDEN-SAYGIDAN AYIRMA YÂ RABB
Rabbimizin bizleri birbirimizi sevmekten-saymaktan ayırmaması, bunu yaparken DOĞRULARLA BERÂBER OLUNUZ emr-i ilâhîsi ve KİŞİ SEVDİĞİYLE BERÂBERDİR gerçeğini unutmadan hareket etmemizi nasîp buyurması,
ANNE-BABALAR, CÜMLE SEVDİKLER
anne-babalarımız, diğer canlarımız, tüm özlediklerimiz, veliyyinîmetlerimiz başta olmak üzere ölmüşlerimize rahmet eylemesi,
SONSUZ ÂLEM, HEP BERÂBER
sonsuz âlemde de tüm sevdiklerimizle berâber hepimizi kendi sevdikleri arasına katması niyâzıyla cümleye sevgiler-saygılar wes'selâm...