Seçimlere bir aydan fazla bir süre kaldı.
Belediye başkanlığına talip adaylar çok seçmene ulaşmak için sabahın erken saatlerinden günün geç saatlerine kadar sokakta, salonda, evde seçilebilmek için çalışıyorlar.
Süreç şimdilik sakin, seviyeli geçiyor.
*
Seçime katılan siyasi partilerin başkan adayları olmasına karşın seçim halkın arasında Ordu büyükşehir belediye başkanlığında 2 veya 3 parti arasında yarışın geçeceği görülüyor.
İlçe belediye başkanlıklarında ise adayların özel durumları, eğitimleri, liyakatlı olup olmadığı,geçmiş dönemde hizmetlerden halkın memnuniyeti, halkta karşılığının varlığı daha öne çıkıyor.
*
Türkiye Cumhuriyeti'nin kuruluşunun 101'inci yılında gidilen bu seçimler bir kez daha gösteriyor ki 101 yılda ülkemiz vatandaşlarının devletinden, yöneticilerinden beklentisi pek değişmemiş.( En azından Ordulular adına)
Cumhuriyetimizin kuruluşunun 50'inci yılında da, "yol, su, elektrik" diyen Ordulular bugün 50 yıl sonra aynı sözcükleri konuşuyorlar.
"Yolumuz olsun."
"Suyumuz aksın."
"Elektriğimiz kesilmesin."
Çok da birşey istemiyoruz.
Bunu ben değil İYİ Parti'nin Ordu Büyükşehir Belediye Başkan adayı Sayın Enver Yılmaz söylüyor.
*
Enver Yılmaz Başkanı televizyon konuşmalarında takip ettiğimiz ifadelerinde görülüyor ki Ordu ilimizin yol sorunu, elektrik sorunu ve de özellikle yaz aylarında kırsalda içme suyu sıkıntısı bugüne kadar giderilememiş.
*
Gerçi ülkemizin son yıllarda kalkınmışlığı, altyapı yatırımları tartışılamayacak kadar çağı yakalamış görünüyor.
Avrupalı nasıl yaşıyorsa öyle yaşıyoruz.
Zengin Amerikalı uzaya gidebiliyorsa bizim vatandaşımızda gidiyor.
Ancak Ordu ilimizin hizmetlerde geri kalmışlığı da bir gerçek.
Mesela, zaman zaman üzerinde seyahat ettiğimiz Çambaşı yolu yıllardır yapılamadı. Kabadüz ilçemize varana kadar aracın arka koltuklarında oturanların başı dönüyor, mideleri bulanıyor.
"Yol bir bitse" duaları ediyorlar.
*
Su sorunu ilimizde daha bir başka.
Biz Ordulular en pahalı suyu tüketiyoruz. 2024 yılına geldik halen il genelinde musluktan akan sularımızdan su içemiyoruz.
Marketlerde çeşit çeşit su markaları rafları süslüyor.
Vatandaş ise ucuz satılan suyun peşinden koşuşturuyor.
10'larca markanın su bayilikleri 10'larca araçla su dağıtımı yapıp köylerdeki bakkallara bile su götürüyorlar.
Eskinin köyleri bugünün mahallelerinin çoğunda yaz geldi mi musluklardan su akmıyor.
Ordulu hemşehrilerimiz öyle bir noktaya gelmişler ki siyasetçinin "benden isteğiniz var mı" sorusuna gurbetteki Ordulu "yazın köye geldiğimizde suyumuz aksın, yeter" diyorlarmış.
*
Onlarca derelerin aktığı, kazmayı toprağa vursanız suyun çıktığı bu topraklarda 100 yılda maalesef durum ortada.
*
Elektriğe gelince...
Her fırtına olduğunda, yağmur, kar yağdığında ilgili elektrik kurumundan gönderilen mesajlar, duyurular esasında Ordumuzun elektrik sorununun ne olduğunu açıklıyor.
Ordu'ya sınırdaş köyüm Pirazizin Gökçeali Köyü'nde aynı sorunu sıkıntıyı günlerce bizlerde yaşadık, yaşıyoruz.
Elektriği taşıyan ağaç direklerden biri fırtınadan kırılınca elektriğimiz kesildi. Günlerce elektriksiz kaldık.
İlgili elektrik dağıtım kurumundan gelen görevlilerin arızaya geç müdahale etmelerinin sebebini açıklamaları ise daha bir garip durumdu.
" Bireysel arızalardan önce grup köy, belde, ilçe arızalarına öncelik veriyoruz.
Elektrik taşıyan ağaç direkler ömrünü tamamlamış, dipleri çürümüş, kırılması normal ..." gibi.
*
2024 mahalli seçimlerine bu gemide böylesi hikayelerle gidiyoruz...
Bilindik sözle bitirelim.
"Hayırlısı kimse o gelsin!"