Kütüphane ‘ kitapların toplanıp korunduğu, yazıldığı, düzenlendiği veya okunduğu yer’ olarak bilinmektedir. Okuma alışkanlığı, eğitimin-öğretimin sürekliliği acısından önemlidir. Kütüphane ile okuma alışkanlığı arasında, nefes alışımız verişi gibi bir ilişkimiz vardır. Kütüphaneler, bir ülkede ulusal eğitim politikasının doğal parçası olarak yer almaktadır.
“ Büyük bir kütüphaneden başka neresi sana sığınak olabilir” İtalo Calvino. 25-31 Mart arasında kütüphaneler haftası olarak kutlanır. Ayrıca, Dünya Kitap Günü ve Kütüphaneler Haftası 23 Nisan Ulusal Egemenlik Bayramı haftası içinde kutlanır. Kütüphane haftası Türkiye’de 1964 yılı Mart ayının son Pazartesi günü başlamıştır. Amaç halkın kütüphanelerden daha iyi bir şekilde yararlanmasını sağlamaktır. Kütüphaneler resmi tatil günleri kapalıdır. Bence bu günlerde de nöbetçi konularak acık kalması çok isabetli olur. “ 2021 yılına göre, Türkiye genelinde Bir milli kütüphane, 1252 halk kütüphanesi, 612 üniversite kütüphanesi, 32 bin 690 örgün ve yaygın eğitim kurumu kütüphaneleri mevcuttur. “
Türkiye’nin en büyük kütüphanesi Cumhurbaşkanlığı Millet Kütüphanesidir. Bu kütüphane Ankara da yer almaktadır. 134 farklı dilden 4 milyondan fazla kitap koleksiyonu, 120 milyon makale ve raporla ülkenin en büyük kütüphanesidir.
Fırsat eşitliği, insanlığın çağdaş kazanım, hak ve değerlerinden birisidir. Kütüphane, bireylerin farklı zekâ, ilgi, yeteneklere ekonomik koşullara, fiziksel özelliklere sahip olmanın yarattığı fırsat eşitliğinin, çözümünde rol alan bir kurumdur. Eğitim ile kütüphane arasında güçlü bir ilişki bulunmaktadır. Çağdaş eğitim sisteminde, kütüphaneyi eğitim- öğretimde mutlak aranan bir duruma getirmiştir. Türkiye de kütüphane hizmetleri ilk kez 1869’da kurulmuştur. Kütüphanelerin yönetim, denetim, sorumluğunu, 01-Eylül- 1869’da yayınlanan Maarif-i Umumiye Nizamnamesine verilmiştir.
“ Bir tane kale, bin tane ibadethane yapın, hiçbir şeysiniz; bir tane kütüphane yapın, her şeysiniz!“ Mehmet Murat İlden. Kütüphaneye gidip okuma alışkanlığımızı geliştirmeliyiz. Bilgi sınırsız sonsuzdur. Bilgilerin ana kaynağı da kütüphanelerdir. Kitapları ödünç alıp okuyacağınız gibi, sıcacık sessiz kütüphane mekânlarında da oturup, okuya bilirsiniz. Bazı bireyler, okumamak için bahaneler üretebilirler. Kitap okuma alışkanlığını kazanan insanlarda sürekli, düzeyli kitap okuyarak kendilerini geliştirirler. Kitap okuyan bireylerde şu davranışlar gözlemlenebilir; -Çok iyi birer dinleyicidirler. – İyi gözlemler, doğru düşünür, isabetli kararlar verirler. – Öğrendikleri konuları detaylı sorgular, araştırırlar. – Topluluklarda boş konuşmazlar.( bilgisiyle, tavırlarıyla, düzgün konuşmasıyla toplumu etkilerler.) – Konuşmaları, anlaşılır, akıcıdır.- Cümlelerin, kelimelerin anlamını bilir, hakkını vererek akıcı bir dil kullanırlar. – Zamanını iyi değerlendirirler. ( zamanımı geçiremiyorum, usandım, sıkıldım) gibi kelimeler kullanmazlar. – Çalışma alanında başarılıdır. ( okulda, iş yerinde...) – Üretir, paylaşır, yardımlaşır. – Ne kadar okur, öğrenirse o kadar eksik olduğunun farkına varır...
On altıncı yüz yılda Latifi adıyla bilinen Osmanlı şairi Abdullatif Çelebi kütüphanesinde ki her bir kitap için şöyle demiştir; “ Bütün dertleri defeden hakiki ve müşfik dost.”
“ Lütfen, yalvarıyorum gidin televizyonunuzu çöpe atın ve boşalan yere güzel bir kütüphane kurun.” Ronald Dahl. Düş gücü olarak kütüphane insan ufkunu açan yerlerdir. “ Bir kitabı düşlemek ne kadar kolaysa, onu kâğıda dökmekte o kadar zordur.” Balzac. Antik dünyanın kalbi olan İskenderiye kütüphanesinin kapısında; “ Bilim sizi tanrıların gazabından kurtarır” yazıyor.