Enver Karagöz öğretmenin aykırı düşünüyor ,bizim gibi yaşamıyor diye diye hunharca eziyet işkence edilerek dünyadan ve hayattan koparılışını kaleme alan Yazar Murat Demirocak kardeşimizin bu insan odaklı makalesini aynı düşünceye sahip nice ileri görüşlü insanlarımızın da katledilişlerini Karagöz öğretmenle hatırlayıp içimiz kan ağlayarak okuduk üzülmemiz, perişan olmamız ne kelime kahrolduk ve yaptığımız mini yorum ile paylaşarak daha çok insanımız okusun da insanlığa faydalı insanları öldürmek yerine daha çok destekleyerek ülkede ve dünyada sayılarının artmasına karınca kararınca katkımız olsun istedik.
Aslında öldürdüğümüz sadece Enver Karagöz öğretmen, şair ve ileri görüşlü örnek insan örnek eğitimci örnek devlet millet insanı elim kalem tutan ve insanların huzur ve güven içerisinde insanca yaşam sürmeleri için kafa yorarak fikir üreten yazarı değil, kendimizi insanlarımızı ve ülkemizi ve huzurlu güvenli sağlıklı ve mutlu geleceğimizi öldürdük…
Bu nasıl iş Allah aşkına herkesi, hepimizi ve alemi yaratan yüce Allah insanı yaşat ki insanlık huzur ve güven içerisinde dili, dini, ırkı ve rengi ne olursa olsun hep beraber omuz omuza yaşasın buyururken yüce Allah’ın akıl verip ölümlü fani olarak yarattığı insanlar kendisi gibi düşünmeyen, kendisi gibi yaşamayan özelliklede tüm insanların hep beraber omuz omuza olup huzur ve güven içerisinde insanca dertsiz tasasız yaşamaları için gece gündüz demeden düşünerek taşınarak araştırarak fikir üretip insanlara hizmet edecek kişilere sunan insanlığa faydalı insanları öldürüyor.
Ve hapishaneye atıldıktan sonra aklı başına gelip insanı öldürmeden yapması gerektiğini olaydan sonra düşünmeye sorgulamaya başladığında ben, biz ne yaptık, aslında kendi huzurlu ve güvenli geleceğimizi öldürmüşüz diyor ama iş işten geçtikten sonra…
Hep böyle oluyor zaten. İnanın ceza evlerinde düşünmeden suç işleyip yatan onlarca insanımız var eyvah demeye devam eden, saçını başını yolan ama bu insanlarımız sadece kendilerini değil, kendilerinden sonra fani dünyada yaşayacak olan aile mensuplarını da yaktıklarını anladıklarında iş işten çoktan geçmiş oluyor aynen eğitimci şair yazar Enver Karagöz’ü ve gibileri vahşice katlederek dünyadan ve hayattan koparanlar gibi…
Enver Karagöz... Öğretmendi... Şairdi...
Çok güzel sesi vardı.
Çok güzel türkü söyler, çok güzel şiir okurdu... Bütün etkinliklerde o coştururdu insanları...
Sonra 12 Eylül faşizmi geldi...
Artvin'de öğretmen eşi de dâhil 650 bin kişiyle birlikte tutuklandı...
En sonunda işkencede ağzı kaşıkla zorla açılarak boğazına kaynar su döküldü...
Bu sebeple önce sesini kaybetti sonra gırtlak kanseri oldu.
Sonra da sonsuzluğa uğurladık kendisini...
"Ben hep on yedi yaşındayım
Her ayak sesinde ürperirim
Demir kapının her açılışında
Göğsümün kafesine sığmaz yüreğim
Hepsini tattım acıların ayrılıkların
Her şeye biraz alıştım
Bir seni beklerken kendimi yenemedim"
Demişti. Yaşasaydı çok güzel şiirler yazacaktı biliyorum...
Faşizm 17 yaşında çocuklar ile öğretmenlerini de katletti...
Unutmadık, unutmayacağız...