Dünyada her bir canlının muhakkak bir varoluş nedeni ve sebebi var. Can dost dediğimiz köpekler bunlardan sadece bir tanesi.
Biz insanoğlunun yaşamaya, nefes almaya, üremeye ne kadar hakkı ve ihtiyacı varsa can dost dediğimiz köpeklerinde var. Hatta kedilerin, farelerin, yılanların bile. Yüce yaradan öyle bir sistem kurmuş ki bir canlı olmazsa o sistem zarar görüyor. Hatta arı gibi bir canlı olmazsa eko sistem tamamen çökeceği için hayat bile durup, dünyanın sonu geleceği biliniyor. O yüzden doğada bulunan her canlının ayrı bir önemi ve değeri var.
Şimdi soruyorum size; “memlekette bütün sorun bitti sokak hayvanları mı kaldı?” Bir kaç başıboş köpeğin yaptığı şeyi tüm hayvanlara mı mal edeceksiniz. Bunun adı bir soykırım, bir itlafdır. Oysa bu dilsiz canlarla ilgili geçmişimizde o kadar değerli örnek varki. Bir tanesi ise sevgili Peygamberimizden. Onu anlasanız, bu sonucu itlafa varacak eylem içine girmezdiniz. Oysa alacağınız o kadar ders varki onları bile görmezden geliyorsunuz.
Sevgili Peygamberimiz Hz. Muhammed (s.a.v.) fetih gününde Medine’den Mekke’ye dönerken, yolda yavrularını emzirmekte olan bir köpeğe rastlar. Ordunun görmeden, bilmeden köpeğe ve yavrularına zarar verebilecekleri endişesiyle sahabeden birini çağırarak ona bir talimat verir. Buyurur ki; “ Ordu, bu köpeklerin yanından geçişini tamamlayıncaya kadar burada nöbet tutacaksın. Farkında olmaksızın hiçbir kimse, bu hayvancıklara zarar vermesin diye.”
Bizler, annelerini emmekte olan yavru köpekler rahatsız olmasın diye ordusunun yolunu değiştiren bir peygamberin ümmetiyiz. Hiç sonu itlaf ile sonuçlanacak bu merhametsizlik bize yakışıyor mu ?
Biz beynini kullanabilen, düşünen varlıklar olarak hata yapabiliyorsak bu hata tüm topluma mı mal ediliyor. İnsanların içinden çıktığı gibi hayvanların içinden de birkaç başıbozuk çıkabilir. Bunu tüm genele indirgemek niye. Varoluşumuzdan itibaren içiçe hatta şimdi de evimizde birlikte yaşadığımız bu candostların günahı ne? Onların yaşamaya hakkı yok mu? Uyutmak niye ve ne anlama geliyor?
Yıllardır bu dostlarla birlikte yaşayan birisi olarak kararın bir kez daha gözden geçirilmesini ve onları da uyutmamanızı diliyorum. Sonuçta bu dünya hepimizin. Bizim ne kadar yaşamaya hakkımız varsa bir o kadar da onların.