Fındıkda filmi başa sardık!
Dünya fındık üretiminin yüzde 70'ini üreten ülkemizin yeşil altını fındığımızın 2024 yılı hasadına hayırlısıyla başlıyoruz.
Geçen 2023 yılından yüzde 14'lük artışla 739 bin ton fındık rekoltesi tahmin edilen ülkemiz için fiyatı etkilemeye dönük "yüksek rekolte olacak" söylemleri maalesef bu yılda belirli çevrelerce konuşulmaya devam ediyor.
Özellikle kökü dışarıda, uzantıları içeride olan ilgili kesimin yüksek rekolte hikayeleri geçen yıllarda olduğu gibi bu yılda başarılı olacağa benziyor.
Güya "yüksek rekolte olacakmış, fındık elimizde kalacakmış, taban fiyat yüksek açıklanırsa ihracat düşecekmiş, Türkiye Dünya pazarında ki yerini kaybedecekmiş" türünden yalana dayalı bir sürü hikaye!.
*
Yıllardır pazarlanan bu söylemin gerçekleştiği geçmişte hiç görülmüş mü?
Türkiyenin elinde bir önceki yıldan fındık kalmışta çöpe mi dökülmüş?
İyi koşullarda en az 3 yıl stoklanan (saklanan) fındık yağlık yapılsa bile zarar edilmiyor.
Sömürüye dayalı düşük fiyat politikasının zararını Karadenizli çiftçi ve kasasına daha çok döviz girecek olan devlet görüyor.
Kâr eden her zaman sermaye gücüyle sömürüye doymayan taraf oluyor.
Devleti yönetenlerin çiftçinin gelirini artırma, ürününü değerlendirme, alın terinin karşılığını almasını sağlamak gibi milli duruşu olmadığı için her zaman yenilen ve hak kaybına uğrayan taraf küçük çiftçi oluyor.
*
Bu yıl da değer fiyat açıklamasına yönelik çiftçi kesiminin umutlu bekleyişi sürüyor. Bölgemizdeki tüm ziraat odaları ortak bir fiyatta buluşarak kilogramda 160 lira istediler.
Muhalefet partilerinin de desteklediği ve hükümetten TMO aracılığı ile açıklanması talep edilen 160 liralık taban fiyat enflasyona karşı yeterli gelmezse de üreten kesimi memnun edecek gibi.
*
Fındık sanayi ürünü.
Stratejik ürün.
Çikolata sanayisinin olmazsa olmazı.
Dünyada 150 milyar dolarlık para gücünü döndürüyor.
Türkiye bu devasa kazançtan 2 veya 3 milyar dolar pay alabiliyor.
Üretimin yüzde 70'ini karşılayıp da bu derece düşük bir pay almak ticaretin ruhuna aykırı.
Ancak görevini yapması gerekenler, yetkisini milletten yana kullanmayanlar maalesef bu sonucun gerçekleşmesine sebep oluyorlar.
*
Böylesine katma değeri yüksek bir ürünü üreten fındık çiftçisinin sıkıntıları fiyatla bitmiyor.
Bugünlerde en önemli sıkıntı fındığı yevmiye ile toplayan işçilerde düğümlenmiş gibi.
Fındık çiftçi temsilcileri ve devletin yetkililerinin açıklamış olduğu yevmiye ücretlerini beğenmeyen işçilerin "çavuş ve dayıbaşları" şantaja ve mafyalaşmaya varan ücret artırma yöntemleri kabul edilir değil.
Devlet mevsimlik işçi çalıştırmanın koşullarını net bir şekilde belirleyip tartışmaya açık bırakmadan belirli esaslar dahilinde uygulamaya koymalıdır.
İşveren çiftçi ile çalışan mevsimlik işçi arasında keyfiyet, hele de şantaj, tehdit olmamalı.
Devletin belirlemiş olduğu kurallar dışına çıkanlar hakkında yasal işlem yapılmalı.
Burası bir hukuk devleti yasalar ve devletin belirlediği kurallar geçerlidir.
Herkes uymak zorunda olmalı.
Kimse zorla çalıştırılamaz.
Kimse hak etmediği karşılığı zorla, şantajla, tehditle talep edemez.
*
Son bir not.
Giresun kalite yağlı tombul fındık ile Ordu bölgesi fındığa arazi şartlarından doğan maliyet dolayısıyla Batıkaradeniz Bölgesi fındığından taban fiyat bazında farklı fiyat uygulanmalıdır.
Giresun kalite fındığa kilogramda enaz yüzde 10, Ordu Bölgesi fındığına da yüzde 5 dolayında artı fiyat verilmelidir.
Batı illerinin düz ovalarında, her türlü tarımın yapılacağı verimli topraklarda fındık tarımı yaparak fındığın Anavatanı Giresun ve Orduluların 'hak'kına girilmekte, ekmeği, kazancı elinden alınmaktadır.