İstatistiklere göre fındık üretiminde %62'lik bir payla dünya birincisi olan ülkemizde maalesef fındığın gelirinin artması yönünde atmamız gereken adımları bir türlü atamadık. Tıpkı cenneti andıran doğamızı turizmde değelendirememiz gibi..
Giresun Ticaret Borsası'nın açıkladığı verilere göre geçen yıl (2023) 1.864.707.352 dolar, bu yıl ise Haziran ayı sonu itibariyle 1.164.065.121 dolarlık ihracat yapmışız. Öyle görülüyor ki bu yıl önceki 5 yılın ihracat rakamlarını geçeceğiz ama 2015 yılında 2.824.552.282 doları bulan rekora ulaşmamız zor..
Yeşil Altın olarak isimlendirdiğimiz bu ürünle ülke ihracatının 1/4'üne ulaştığımız biliniyorken neden heryıl biraz daha çoğalan sorunlarımıza kalıcı çözüm aramıyoruz.
Fındığı biz ham madde olarak üretiyoruz. Türevleri olarak da alıyoruz. Dolayısıyla fındığı aynı zamanda tüketen de bir milletiz; O nedenle fındıktaki payımızı daha çok artırmaya dönük, sanayicimizi daha çok desteklemeye dönük, özellikle üreticimizi daha çok kuvvetlendirmeye, tekrar toprağa döndürmeye dönük bir özel çalışma yapılması şarttır.
Nitekim bu konuda girişim yapan CHP Samsun Milletvekili Murat Çan, son günlerde kapı kapı gezerek kamuoyu oluşturmaya çalışıyor. Murat Çan'ın organizeyle bugün Giresun'da (2 Ağustos 2024, Cuma günü) saat 14.00'te bir fındık mitingi gerçekleştirilecek.
Milletvekili Çan'ın da dediği gibi "Fındık bizim ata ürünümüz. Hepimizin burada bulunan herkesin çocukluğundan itibaren sünnet düğününden başlayarak okul harçlığına, kendi düğününe; ev alması, araba alması, hayatın her aşamasına dokunan üründür." Dolayısıyla fındığın en çok üretildiği ülkemizde özel destekleyici ve geliştirici çalışma yapmalıyız.
Fındık üreticilerine sağlanan destekler, hem üreticilerin gelirlerini artırmak hem de sektörün sürdürülebilirliğini sağlamak amacıyla kontrollü bir şekilde arttırılmalıdır.
Unutmamalıyız ki fındık sadece bir çerez değildir, politik çekişmelerden ayrı tutulmalıdır. Oy toplamak için bir malzeme değildir, iktidarıyla ve muhalefetiyle tüm ülkemiz için hayati önem taşıyan tarımsal üründür.
Mevcut desteklerin miktarı ve kapsamının üreticilerin beklentilerini karşılayıp karşılamadığı, üretim maliyetlerinin artmasıyla birlikte yeniden tartışılmalıdır.
Desteklerin sadece sanayicilere yönelik olmaması, küçük üreticilere de yönlendirilmesi gerekmektedir. Adi dağılım üretimde rol alan herkesi motive edecektir.
Fındık üretiminin geleceği, iklim değişikliği, yeni hastalıklar ve küresel rekabet gibi faktörler göz önünde bulundurularak uzun vadeli stratejiler geliştirilmelidir.
Sultan Tapdık