Basın dendiği zaman, en başta toplumsal ahlak kurallarına bağlı olmalı,, aynı zamanda toplumun ilgisini çeken ,eğitici, bilgilendirici, aydınlatıcı haberlerin yanında, Ulusal kaderlerin yanında günlük, bulunduğu yere ait,olaylardan, halk asına, sormak ilkesi ve şartları altında,hakkına tarafsız ve ilkeli, bilgilendirici haberleri sunmaktır.
Yani ; Halkın gözü kulağı ve içe ve dışarı açılan penceresidir.
Bir gazetecinin verdiği haberlerde en başta “etik’ olmalıdır.
Etik;veya ahlak veya etik felsefe olaraktan,doğru davranışlarda bulunmak, iyi bir insan olmak ve bu değerlere önem vermek suretiyle ve hedef belirlediği özne etrafında fikirlerini tasavvur etmek suretiyle yazıya ve görselde paylaşma pratiğidir.
Basın ve yayın adına görev yapan kardeşlerimizin, en başta Empati’ye önem vermeli, hoşgörü sağduyulu ve sabırlı olmak zorundadır.
Aksi taktirde, Haznesine mermi verilmiş ve tetiği çekilmeye hazır bir tabancaya benzer,
Basın ve yayın dendiğinde, bir nevi sözün ağızdan çıktığında, o sözü bir daha yutamadığı gibi yani geri alamadığı gibi o sözünün esiri olur. Her ne kadar tekzip yayınlamış olsa bile,toplumun gözünden göz damlacı gibi düşer ve güvenirliğini kaybeder.
Basın yayın dendiğinde hele bir de taraflı yazıp çizip bunu da görsele taşıyorsa, işte o zaman bütün kıvılcımları üstüne çeker,toplum arasında husumetlere yol açarak,
Hatta kavgalara bile sebebiyet verir.
Bu tür yazışmalar, Allah korusun ülkeler arasındaki dengeleri değiştirecek şekliyle haber yapılırsa savaşlara sebebiyet verir.
Kanımca; Basın yayının yapması gereken en önemli görevler arasında can sibop’u görevi yapmalıdır.
Doktorun hastasına verdiği reçete, yanlış ise, bu hastanın iyileşmesi şöyle dursun, ölümüne sebebiyet vermektedir.
Toplumun önündeki insanların, yazımın içinde de ifade ettiğim şekliyle, empati yapmalı bu kurallar ve çerçeveler içerisinde basın yayın görevini sunmalıdır.
Basın yayın yapan kardeşlerimizin her alanda eğitimli ve donanımlı olması gerekir.
Yoksa atalarımızın söylemiş ve vurgulamış olduğuları şu söz gerçekleşmiş olur.
“Cahil doktor candan, cahil hoca imandan eder. Şeklindeki ifadeler bizleri bağlamalıdır.
Günümüzde şöyle bir etrafımız baktığımızda, önüne gelen ben gazeteciyim ve televizyoncuyım demektedir.
Diyorlar demesine de; Yaptıkları icraatlarına baktığımızda çok tehlikeli olduklarına da şahit olmaktayız.
Takım tutar gibi, haber yapılmaz gazetecilik ve televizyonculuk asla ve asla yapılmaması gerekir.
Toplumu birleştirici, uzlaştırıcı, kaynaştırıcı, bilgilendirici, her türlü haberlerden, haberdar eden basın yayın adına çalışan mesleğimin ehli, bilgili ve donanımlı dijital de görselde görev yapan görevli kardeşlerimize bizlerin her zaman ihtiyacımız vardır.
Basın yayın ve görsel adına Haber yapanların Her ne tür haber olursa olsun.
Bu görevi üstlenenlerin kesinlikle bilgi kirliligine meydan vermeden, haberler yapmalıdır.
Hiç kimseyi haksız yere töhmet altında bırakmadan yapmalı ve kutsal görevini yerine getirmelidir.
Bir insanın haysiyet ve şerefini kazanmak için o insanın yıllarını alarak kazanmışlardır
O kişinin şeref ve haysiyetini çıkarları uğruna ayaklar altına alıp yanlış haber ve beyanatlar vererek karartmasına hiç kimsenin
Hakkı yoktur.
Velev ki bu ister kişilik hakları, isterse,kamu ve özel şirketlerin zararı doğrusunda haber yapmak olsun, biz bunları asla ve asla hiçbir zaman kabul ve tasvip etmiyoruz.
Halkın hakkını savunan, haklının ve Hakk’ın yanında olan, basın yayın adına gazetecilik yapan kardeşlerimi,bu yaptıkları ulvi görevleri sayesinde kutluyorum başarılar diliyorum.