Bir 10 Kasım'ı daha geride bıraktık.
86 yıl olmuş Ata'mızın ayrılalı.
Gözlerden akan yaşa, boğazda düğümlenen sözlere bakılırsa daha dün gibi.
Bir lider bu kadar mı milleti tarafından sevilir, sahiplenir.
7'den 70'e derler ama bu yaş aralığı çok daha geniş ölçekte.
Her Türk vatandaşının kalbinde O'na karşı taşıdığı karşılıksız sevgi var.
Cumhuriyetimizin 101'inci yılında; bu yıl milli bayramlarda ve 10 Kasım'da Ata'sına, Anıtkabir'e koşan vatandaşlarımızın sayısında rekor üzerine rekor kırılıyor.
Kimsenin "haydi" demeden, otobüs, dolmuş, uçak bilet parası vermeden yurdun, dünyanın her bir köşesinden milyonlar Ankara'ya Anıtkabir'e koştular. En son açıklanan resmi rakam 1 milyon 92 bin 324 kişiydi. Ben de dahil Ankara'ya Anıtkabir'e gidemeyen 10 milyonlarca insanın kalbi de oradaydı.
"Özlemle, Saygıyla, Minnetle" diye başlayan anma sözcüklerini yüzlerde ki mimikler, nefeslerde ki duygular tamamlıyor.
Yıllardır süregelen bütün menfi propagandalara rağmen Türk Milletinin Ata'sına, Önderine bağlılığını kimse zayıflatamadı.
Aksine daha da kuvvetlendirmiş!
*
10 Kasımlarda ve milli günlerimizde en çok yadırgadığım bu ülkenin kurucusu ve kurtarıcısına, yok olan bir millettin var oluşunun yegane sahibi Ulu Önderimiz Atatürk'ün bizatihi kurdurduğu TRT ve Diyanet İşleri Başkanlığı'nın sahiplenmemesi, bu halka Atatürk gerçeğini anlatmaması.
Koskoca Diyanet İşleri Başkanlığı yıllardır samimi, içten, özde bir duayı Ata'sından esirgedi...
Atatürk ve silah arkadaşlarını, kurtuluş savaşımızın şehitlerini, gazilerini ne Cuma hutbelerinde, ne Cuma sohbetlerinde konu etmedi, edemedi.
*
Halka, millete en doğru haberleri ve milli değerlerimizi anlatmakla yükümlü TRT yıllardır içerikli, dolu dolu Atatürk ve milli günlerimizle, bayramlarımızla ilgili yayın, yapmadı yapamadı.
*
Vatandaş olarak bütün bu yaklaşımların, olan bitenlerin farkındayız.
En önemli kayıp ise güven duymada, sahiplenmede dünlerde en önde olan bu kurumlar malesef bugün güvenin, inancın çok uzağındalar.
*
Tekrar başa dönecek olursak.
Atatürk Türk Milleti'nin ebedi lideri.
Bu gerçeği değiştirmeye, karartmaya kimsenin gücü yetmez.
O dünya milletlerinin, liderlerinin model aldığı insan.
Türk Milleti için verdiği bağımsızlık savaşının ardından yaşayış biçimi için aldığı karar Cumhuriyet rejimi ile halkın kendi kendini yönetme biçimidir.
Bugün Cumhuriyetin kıymeti çok daha iyi anlaşılıyor.
Halkın varlığına sahip olduğu değerleri kaybetme korkusu, eksiltme endişeleri, yıpratma girişimleri Cumhuriyete ve Atatürk'e olan bağlılığı dünden bugün çok daha diri ve canlı tutuyor.