AKAR SULAR, AKMAZ SULAR;
YOLLAR, DURAKLAR, YOLCULAR...
Bir soruyla başlayıp, yazı boyu aka-dura, döne-dolaşa, kıvrım kıvrım yol almaya; belki biraz da, sağdan giderek(!) birşeyler bulmaya çalışalım bugün inşâllâh. Yâ nasîp; bakalım nelerle karşılaşacağız?!
NEDİR: AKAN NEDİR; İNSAN MI SU MU?
Soru dedik ya; şudur; Akmak tamam da, AKAN BİZ MİYİZ, ZAMAN MI? Yoksa her ikimiz de mi? Ne dersiniz?
HERKES TALEBE, GAFLET GALEBE!
Bir talebe gibi şu an elinize ciddî ciddî kâğıt-kalem alıp birşeyler yazmaya çalışsanız, neler neler çıkar ortaya. İsterseniz siz de deneyin ve bizimle sosyâl köşenizde paylaşın. Çok güzel ifâde ve açıklamalar geleceğinden emîniz.
AKIŞTAN NAKIŞA, DEREDEN HARMANA
Allâh aşkına söyleyin; güzel fikir değil mi? Hem böyle akarken birşeyler tutmuş olursunuz kendi derenizden! Tıpkı bizim bu yazıyla akarken ilhamla gelenlerden ayrı olarak sağdan-soldan da birşeyler derleyip toparlamaya, bir köşede harmanlamaya çalıştığımız gibi.
UZUN LÂF, KISA CEVÂP!
Her neyse, görüyorsunuz ya lâfı ne kadar uzatıyoruz! Burada, dolaş(tır)mayı kesip, kestirmeden şu kadarını söylemek gerekirse, dökülen dâimâ biz olduğumuza göre, zamandan önce bizim aktığımız kesin gibi gözüküyor. O zaman, eveleyip gevelemeden devâm niteliğindeki soruya geçelim; Akıyoruz belli de; nereye? Ayrıca; niçin, neden, nasıl?
AKAR SULAR, YAKAR PAYLAŞIMLAR!
Biz bugün bu minvâlde su misâli döne-dolaşa akacağız. Kıvrımlarda selâmlaşıp, oralarda iki muhabbet geçip, varsa kıssa, yoksa hisse alacağız. Berâber varsanız; işte buyrun:
İŞTE İLK DURAK; "SU GİBİ AZÎZ OL"
diye, belki biraz da bunun için derler. Bakınız, Nihal TURHAN paylaşımında, İran'lı ünlü şair, Füruğ Ferruhzâd neler diyor:
"SUYUN YARADILIŞINA HAYRANIM.
Eğer ağaca eşlik ederse, onu tomurcuklandırır.
Eğer ateşle temas ederse, onu söndürür.
Eğer kirlilikler ile karşılaşırsa, onu temizler.
AKARSA HERŞEY, DURURSA KOKUŞUR!
Eğer un ile kucaklaşırsa, onu pişirime hazır hale getirir.
Eğer güneşle birleşirse, gökkuşağı oluşur.
Ancak yalnız kalırsa eğer, gitgide kokuşur.
GÖNLÜMÜZ DE SU'YA BENZER;
başkaları ile olduğunda yaşayan ve etkileşebilendir. Yalnızlıkta ise ölü ve tutuktur.
Birlikte olmalarımızın değerini bilelim.
İNSAN ÜNSİYYETLE İNSANDIR
Öyle insanlar çıksın ki yolumuza; kâlbimizi tomurcuklandırsın,
yeri gelince söndürsün, yeri gelince temizlesin, pişmeye hazır hale getirsin, gökkuşağımız olsun..
[DÜNYA; Halit Dikmen]
SÂDECE MEYVELER DEĞİL; İNSANLAR DA!
Lüleburgaz; Eyüp Sabri ERDEM'den:
Bir insanı tanımak için; garsona nasıl davrandığına, eski hikayelerini anlatırken tutunduğu tavıra, geçmişine duyduğu saygıya, elinde yokken ne kadar paylaştığına, başkası adına nasıl sevinip mutlu olduğuna, canınız yandığı vakitler ne kadar candan yaklaştığına bakmak yeter.
ŞİİR OKUMA, HAYVAN OKŞAMA ÖLÇÜ DEĞİL!
İstediği kadar şiir okusun, kedi köpek başı okşasın, serveti yığılı ya da en güzeli onun olsun, sonu bellidir...
Sadece meyveler değil, bazen insanlar da olmaz. Ham kalır... [Umut Güner]
ÖLÜNCE; ADIN CENÂZE
Ârif ÇELENK'ten:İnsan öldüğünde ilk kaybedeceği, ismi ve ünvanı olacaktır. Bu nedenle sana cenaze diyecekler. Hiç kimse seni isminle, ünvanınla çağırmayacaktır. Cenaze nerede diye sorarlar.
Omuzlarında seni taşıdıklarında da adını söylemezler, cenazeyi tutun, kaldırın derler. Kabre indirirken, yüzü kıbleye doğru gelsin, cenazeyi biraz lahde yaklaştırın, cenazenin arkasına biraz toprak koyun yükseltin derler.
SAĞLIĞINDA KIBLEN YOKSA
Sağlığında kıbleye dönmemişsen cenazeni kıbleye döndürseler ne olacakki...
Mal, mülk, makam, mevki, şan, şöhret, güç, kuvvet ve hepsi geçici ve imtihan! Ey Cenazeler! O halde kibirlenmenin, omuzdan bakmanın, küçük görmenin, ötekileştirmenin gereği var mı?
[Abdulgafur LEVENT]
BERAT ÖNCESİ, KUR'AN NEŞVESİ
Bu sabah ORDU İMAM HATİP LİSESİ CAMİİ'nde MÂNEVÎ ZİYÂFET VARDI.
ANKARADAN, İSTANBULDAN GELEN HÂFIZ KURAN BÜLBÜLLERİ ÂDETA ŞAKIDI.
CAMİYE TEŞRİF EDEN CEMAATİN TADI DAMAĞINDA KALDI.
VESİLE OLAN ALTINORDU MÜFTÜMÜZ VE KÂRÎ HOCALARIMIZ ÇOK DUÂ ALDI.
CAMİ KAPISINDA İKRAM SAHİPLERİNE DE TEŞEKKÜR ETMEZSEK OLMAZDI.
ALLAH KABUL EYLESİN, DÂİM EYLESİN, TE'SİRİNİ HALKEYLESİN, İMAN VE KURAN'DAN BİZİ AYIRMASIN. VESSELÂM... [Celâl ŞÂHİN]
HEP SENDEEN, HEP SENDEN!
Hâlit ÇALIŞ: Cuma, cemaat, teravih, evde misafir ağırlama, oruçluya evde iftar açtırma gibi Müslümanın sımsıkı tutunması gereken ibadet ve şiarlarla ilgili toplumsal kopuş ve uzaklaşmaların sebeplerini, temelsiz-marjinal söylem sahiplerinden önce kendi ihmal ve kusurlarımızda aramalıyız.
GÂLİP ERDEM; SAFLIĞIMIZ TUTUYOR!
İsmail ESTİ Paylaşımı: “Amerikan uşağı olduğumuzu söylüyorlar, saflığımız tutuyor, aksini ispat etmeye çalışıyoruz. Öylesine boş bir zahmet ki! Amerikan uşağı olmadığımızı gayet iyi bilirler. Düşmanlıklarının sebebi Rus uşaklığını kabul etmeyişimizdir."
Galip Erdem ♥️ mekanı cennet olsun inşallah...
ÎSÂ KALPAKLIOĞLU'NUN CENÂZESİ
Vedat AYDOĞAN: "Ünye Sağlık Meslek Lisesi'nden değerli hocam, hayatımızın bir dönemine dokunmuş kıymetli büyüğüm İsa Kalpaklıoğlu'nun vefatını az önce öğrendim. Rabbim rahmetini, mağfiretini eksik etmesin, mekânını cennet eylesin.