Altınordu İlçesi Tahıl Pazarında bulunan ispirli fırınını bilmeyeniniz yoktur. Eskiden merkezde üç fırın vardı diğeri Kervansaray lokantası karşısında (Şimdi yerinde banka var) numune fırını, diğeri ise postane yakıda rahmetli Hasan amcanın kurdu ve halen devam eden Akın fırın. Ha birde çifte fırın vardı. Eski yerinde de olmasa da Düz mahallede faaliyetini sürdürüyor.
Benim çocukluğumda fırınlar bir ekoldü. Pazar sabahları yağlı yapılan yerlerdi. Eğer günler ise kara ve beyaz ekmeğin yapıldığı yerlerdi. Zira Pazar günleri fırınlar ekmek yapmazdı. Kara ekmek ucuz ve somun olur, beyaz ekmek biraz daha pahalı ve bugünkü francala olurdu.
Şimdi gelelim ispirli fırınını hikayesine, diğer günler siz okurlarıma bahsettiğim fırınların hikayelerini yazacağım.
Eski nesiller o günleri yaşasın, yeni nesiller öğrensin.. Ben bu hikayeyi facebook’tan aldım ve sizinle paylaşıyorum.
1930’lu yıllarda Erzurum’un İspir kazasından göç eden İspirli fırının kurucusu Mehmet Kaya şu anki yerinde küçük bir fırın açmaya karar verir. Aileden gelen fırın işine Ordu’da da devam eden Mehmet usta çıkardığı somun ekmeğinin lezzeti ve gelen yoğun talep karşısında işletmesini büyütür. 1958 yılından beri İspirli Fırınının tezgâh dâhil her işinde çalışan emektar ustası Tevfik Saraçoğlu bugün 75 yaşında olmasına rağmen eski enerjisi ve heyecanını halen koruyor. Tevfik Ustaya göre neredeyse ömrünü verdiği İspirli Fırını için duygularını şöyle aktarıyor:
“İspirli’li Mehmet Usta, fırıncılık yapmaya başladığı ilk günden beri suyundan, ununa, mayasından ateşine kadar ekmeğin her şeyi ile hassas bir şekilde birebir ilgilenirdi. 1959 yılında iki katlı kâgir fırını yıkıp, yan taraftaki gecekondu şeklindeki eski binayı da satın alarak şimdiki binayı yaptı. O yıllarda ekmek çok satılırdı, fırın en fazla 8-10 taneydi. O zamanlar Toprak Mahsullerinin meşhur “Ofis” unu ile ekmek yapardık. 70 kiloluk un çuvalları vardı. Bir günde 50-60 çuval un işlediğimiz olurdu. Odun ateşi ile pişen ekmeklerin daha iyi kabarması için çiçek mayası kullanırdık. İspirli’li Mehmet Usta ekmeklerinde o gün, bugün hiçbir katkı maddesi kullanmamayı prensip edinmişti. Bugün bile İspirli fırınındaki ekmeğin lezzetini, kokusunu ve farkını bilen, tanıyan müşterilerimiz halen fırın önünde iyi ve kaliteli bir ekmek alabileceğinden emin olarak kuyruk olup, sıraya giriyor.
O yıllarda köylü daha çok kendi tarlasına ektiği mısırdan, çorumdan karıştırarak ununu yaptığı adına “katık” dediği mısır ekmeğini tercih ediyordu. Yokluk yıllarında köylünün, kentlinin ucuz ve sağlıklı bir şekilde karnını doyurmasında yine fırınlar devredeydi. Çarşıda fırınların içinde tezgâhlar kurulmuş zeytin, helva, et kavurma gibi nevaleleri ekmek arasında vatandaşa sunuluyordu.
Fırınlarda çıkan taze buğday somunu 25 kuruş ve yaklaşık 1200 gramdı. O yıllarda da Ordu’daki lokantalarda çıkan yemekler çok lezzetliydi ama oldukça da pahalıydı. Bir tabak yemek 50 kuruştu. Yarım ekmeğe 12,5 kuruş verip, içine de güzelce bir kavurma veya helva koydurup, insanlar oldukça ucuza kendini doyuruyordu. Yine Ordu’ya pazara gelen köylüler, ürünlerini satınca “Çarşı ekmeği” yani buğday ekmeğini şekerli simitlerini şeleğine, sepetine bolca doldurur, köyde bekleşen ailesine hediye olarak götürürdü” diye emektar Tevfik usta geçmişi dillendiriyor.
Ordu’da farklı lezzetiyle ve başarıyla fırıncılık mesleğini sürdürüp bir marka olan, İspirli’li Mehmet Kaya, 1977 yılında vefat etti. Mehmet Ustanın üç çocuğu da fırınla ilgilenmemiş kendilerini tahsile vermişti. Bir kızı avukat, bir kızı doktor, bir oğlu da elektrik mühendisi olmuştu. İspirli fırını Mehmet Kaya ustanın eşi Habibe hanımın üzerinde kalmıştı. Ama fırın tam gaz ekmek üretmeye devam ediyordu. Fırının idaresini de kardeşi Aziz Beyin oğlu Mustafa Kaya üstlenmişti. 1987 yılında Mustafa Kaya’nın da vefat etmesi üzerine yine son kuşak olan yeğeni amcalarının yanında öğrendiği fırıncılık mesleğini başarıyla devam ettiriyordu. 1962 doğumlu olan son kuşak, Mehmet Kaya fırıncılık mesleğinde öğrendiği lezzet sırlarıyla birlikte, 1990 yılında fırının arkasında “Yükçüler Sokak’ta İspirli Pide, Pizza ve Kebap Salonu adı altında bir işletme açmış ve servisi, hizmeti ve lezzeti ile Ordu’da salon pideciliğinde farklı bir kavram başlatmıştı. İspirli fırını ise Habibe Kaya Hanımın torunlarından birisi tarafından işletiliyor ama her şeyle emektar Tevfik Saraçoğlu usta ilgileniyor.