İnancımızda İslamiyetin 5 şartından biri oruç tutmak. Nihayet, 11 ayın sultanı oruç ayı Ramazan'a girmiş bulunuyoruz.
Allah riyadan uzak ibadeti aslına ve esasına göre yapan kullarından eylesin ve tüm inananların ibadetlerini kabul etsin.
Dinimizin emrettiği şekilde oruç tutan insanlarımızın yaptığı ibadet Allah ile kendisi arasındadır.
Oruç tutan birinin oruçlu olup olmadığını en yakınındakiler bile bilemez.
Yalnızca Allah bilir.
Onun için oruç tutmak çok kıymetli bir ibadettir.
Yapılan ibadetin sevabıda kişinin kendisinedir.
Bu manada birilerini ibadet yapıyor diye yüceltmek veya yapmıyan diye yermek doğru değildir.
Kişi inancımızın gereği dürüstlüğü ile toplumsal kurallara uyması, başkasının hakkına saygı göstermesi, kul hakkı yememesi, tüm canlı yaşamını Allah'ın yaratığının bilinciyle zarar vermemesiyle değerlendirilmelidir.
Mesela, içerisinde yaşadığımız salgın bulaşıcı hastalık Covit -19'dan korunmak için kullandığımız maskeleri sokaklara atmamalıyız. Kimse görmüyor diye doğayı kirletmemeliyiz. İki küçük örnekte topluma karşı ne denli sorumlu olduğumuz açıktır. Farkında olmadan Covit -19 taşıyıcısı olabilir ve sorumsuz bir davranışımızın sonunda onlarca insana hastalık bulaştırabiliriz. Bu durum dinimizce hiç makbul karşılanmadığı gibi vebalinin ağır olduğu bilinmelidir.
*
Yüce Peygamberimiz Hz. Muhammed buyuruyor ki;
"Oruçlu bir kimse yalanı ve yalanla iş yapmayı terk etmezse onun yemesini içmesini terk etmesine ALLAH'ın hiçbir ihtiyacı yoktur."
Bir başka hadisinde;
"Ramazanda Allah'ı zikreden mağfiret olunur ve o ayda Allah'dan dilekte bulunan kimse de mahrum edilmez."
*
Kim ramazan ayını oruç tutar ve haramlardan sakınırsa, Allah onun geçmiş günahlarını affeder.”
*
Sokakta kime sorsanız eski ramazanların güzelliğinden, çok daha heyecanla geçtiğinden, iftarların, teravi namazlarının, sahurların başka yaşandığından söz ederler. Ardından hemen eklerler.
"Şimdi geçmişin ramazanları yok.
Heyecanı kalmadı. " derler...
*
Gerçektende öyle.
Bugün vatandaşlarımız, komşularımız her birimiz geçim mücadelesi içerisine düşmüş, (yaşamakla - yaşıyor olmak arasında) hayat sürdürüyoruz.
Televizyonlarda Ramazan ayının geldiğini pazarlarda, marketlerde fiyat artışı, zam haberleriyle öğrenir olduk.
Temel gıda maddelerine gelen zamlar, vatandaşın alım gücünün zayıflığı bir önceki Ramazan fiyatlarıyla kıyaslama yapılarak her geçen günün dünü arattığı ile ilgili hikayelere şayit oluyoruz.
*
Her şeye rağmen sağlık sıhat içerisinde böylesi kutsal günlere ulaşmış olmanın sevincini yaşamalıyız. Dualarımızın, ibadetlerimizin Allah katında kabul olması dileklerimle hayırlı Ramazanlar..