Yazar Arthur Schopenhauer’in “Gençliğin önünde yaşam, yaşlılığın önünde ölüm vardır sözünden yola çıkarak, akıl sahibi tüm insanlar olarak herkes hepimiz, her ne kadar ölümün yaşının olmadığını, yani ölümün yaşlı genç, çoluk çocuk ana rahminde hatta yeni doğmuş, doğarken öleceğini bilerek yaşasak ta, biz yinede hem kendine, hem ailesine, hem de ülkesi ve insanlarına hatta fani dünyayı hep beraber paylaştığımız insan dostu canlılara insanlarımızın yaşadıkları müddetçe faydalı olmalarına katkı sağlamak amacıyla bugün kaleme aldığımız mini makalemizle bir kişiyi dahi olsa bu konuda düşünmeye sevk etmiş olmak bizler için büyük ayrıcalıktır,sonsuz memnuniyet duymak ve büyük mutluluktur diye düşünüyoruz.Çünkü insana ve canlıya illa para maddi yolla değil,akıl yoluyla manevi olarak hizmet etmek insanlığın gereğidir.
Sorumluluk duygusuyla yaşayan akıl sahibi tüm insanların bilmesi gerektiği halde çoğunluğunun bu gerçeği bilmeden hayatını ve zamanını yersiz duygu ve düşüncelerle geçirip, hem kendine ve ailesine,hem de ülkesine ve insanlarına ve hatta insan dostu canlılara zarar verdiği gerçeğinden yola çıkan yazar Arthur Schopenhauer’in eserlerinden bir kesit paylaşarak fani dünyanın olmazsa olmaz en önemli akıl sahibi canlısı insanlarımızdan bu insani yanlışa düşenlere karınca kararınca katkımız olsun istedik.
“Gençliğimizdeki neşelilik ve karamsarlığa kapılmama hali, kısmen hayat tepesine tırmanıyor ve tepenin öteki tarafındaki ölümü görmüyor olduğumuz gerçeğine dayanır.
Gençlikle yaşlılık arasında temel fark her zaman şu olacaktır:
Gençliğin önünde yaşam, yaşlılığın önünde ölüm vardır; böylece gençlik kısa bir geçmişe, uzun bir geleceğe sahiptir, yaşlılıkta ise durum tam tersinedir.”
***
“Gençliğimizde yaşamımız için önem taşıyan ve büyük sonuçlar doğuracak olayların ve kişilerin karşımıza davul zurnayla çıkacaklarını sanırız: Ama yaşlılığımızda geri dönüp baktığımızda, bunların hepsinin de sessizce, arka kapıdan ve adeta dikkati çekmeden içeri süzülmüş olduklarını görürüz.
Gençliğin bakış açısından bakıldığında hayat sonsuz derecede uzun bir yolculuktur: yaşlılıktan bakınca çok kısa bir geçmişe benzer.
Gemiyle uzaklaştığınızda kıyıdaki nesneler daha küçük, tanınması ve ayırt edilmesi daha zor hale gelirler, aynı şekilde olaylar ve etkinliklerle dolu geçmiş yıllarınızı da tanıyamazsınız diyor saygılar sunuyorum.