Vefatının ardından iyi sözler söylenmesini isteyen insan ve idareci iyi yaşayacak, hayatta iken iyi yaşamayan insan ve idareci için, dün olduğu gibi günümüzde de öldükten sonra hiç kimse iyi söz söylemez… Çünkü hakkında iyi, yada kötü söz söyletmek her insanın ve idarecinin kendi elinde…
Dünyanın olmazsa olmaz ilk ve tek canlısı akıl sahibi insandır. Bütün hizmetlerde önce insan, sonra insan dostu canlılar içindir.
Tüm hizmetleri insanlara ve insan dostu canlılara adil bir şekilde yapacak olanda akıl sahibi insandır.
Akıl sağlığı yerinde her insan düşünerek yaşar ve düşünerek yaşamak zorundadır. Düşünerek yaşayan insan düşünmeden yaşayan insana oranla hayatını en az hata ile sürdürür. Ve neticede her insan ebediyete göçeceğine göre, vefatının ardından doğal olarak iyi insandı dedirtmek ister, istemeli de…
Ama her insan için, daha açık ifade etmek gerekirse kendinden başkasını düşünmeyen, kendinden başkasına huzur ve güven içerisinde insanca yaşam hakkı tanımayan bencil insanlar ve idareciler düşünmeden yaşadıkları için vefatlarının ardından olumlu insani düşünce içeren hayır dua yerine iyi ki öldü, hem ailesi hem de millet kurtuldu şeklinde olumsuz laflar edilir.Bu yüzden gerek hayatta iken gerekse ebediyete göçtükten sonra hakkınızda iyi insandı dedirtmek için düşünerek yaşayacaksın.
Çünkü Sultan Süleyman’a kalmayan fani dünya sana, bana hiç kimseye kalmaz,kalmayacakta.Bu yüzden siz,siz olun akıl sağlığı yerinde tüm insanlar, iyi yaşayın ve iyi ölün,neticede hakkınızda iyi sözler söylensin…
Büyük İskender ölünce, filozoflar (âlimler) cansız bedeninin başına geldiler.
Filozoflardan biri "Her birimiz şimdi İskender'in yakınları için bir taziye, halk için bir öğüt olacak sözler söylesin," dedi.
Bu öğütler şunlardı:
Filozoflardan en yaşlı olan, elini İskender’in cansız bedenine koyup, onun için şöyle dedi:
"Esirleri esir eden, şimdi esir oldu."
Bir diğer filozof:
"Bu hükümdar, altın toplayıp gizliyordu. Şimdi ise altın kendisini gizliyor."
(İskender'in tabutu som altındandı.)
Bir diğeri:
"Ey çalışıp didinerek yorulan kişi! Muhtaç olduğun zaman seni bırakıp perişan edecek şeyleri topladın. Nihayet topladığın şeylerin vebali sana yüklendi ve bunların günahına bulaştın. Ne topladıysan başkaları için topladın, günahı ise sana kaldı."
Bir başkası:
"Sen bizim için öğüt veren birisi idin; fakat bize ölümünden daha etkili bir öğüt vermiş değildin. Aklı olan düşünsün, ibret almak isteyen alsın."
Bir diğeri:
"Nice kişiler vardı ki konuştuğunda susmanı isterlerdi, aynı kişiler bugün ısrarla konuşmanı istiyorlar; ama bu kez de sen konuşmuyorsun."
Bir başka filozof şöyle dedi:
"Bu can ölmemek için nice canlara kıydı; fakat şimdi ölmüş bulunuyor."
Bir diğer filozof ise:
"Ey büyük hükümdar!
Bulutun gölgesinin çekilmesi gibi hükümdarlığın çekilip gitti. Sineklerin bıraktığı izlerin silinmesi gibi hükümdarlığının izleri silindi."
Bir başkası:
"Akıbeti bu olan bir kişi, nasıl olur da kendisini sonunda yok olup savrulacak olan dünya mallarını toplamaya verir? İşte buna şaşın!"
Bir diğer filozof:
"Ey erdemli kişiler! Sevinci sürekli olmayan ve lezzeti yarıda kesilen şeylere rağbet etmeyiniz. Artık doğru yolda olmak ile azgınlık ve bozgunculuk sizin için apaçık bir şekilde ortaya çıkmış bulunuyor."
Bir başka filozof şöyle dedi:
"Ey gazabı ölüm demek olan kişi! Ölüme de gazap etseydin ya!"
Bir başkası:
"Siz geçip giden bu hükümdarı gördünüz. Geride kalan hükümdar, bundan ibret alsın."
Bir diğer filozof:
"Uyuyanın rüyasına bir bakın, bir anda nasıl bitiyor? Bulutun gölgesine bakın, bir anda nasıl çekilip gidiyor?"
Bir diğeri:
"Bu uçsuz bucaksız dünyadan yedi karışlık bir yere sıkıştın. Bunun böyle olduğunu bilseydin, nefsini dünya peşinde sürüklemezdin."
İskender’in sofrasını kuran hizmetçi söz aldı ve şöyle dedi:
"Koltuk yastıklarını dizdim, yemek masalarını kurdum, fakat kavmin hükümdarını göremiyorum!"
İskender'in Haznedarı söz aldı ve şöyle dedi:
"Sen bana malları toplayıp biriktirmeyi emrediyordun. Şimdi ben kimin için mal toplayıp biriktireyim?"
En sonunda İskender'in eşi Rûşenek söz alır ve şöyle der:
"Dârâ'yı yenen kişinin yenileceğini sanmıyordum. Sizlerden işittiğim bu sözler, onun ölümüne sevindiğinizi gösteriyor...O, bir su bardağını bile geride kalanların kullanması için bırakıp gitti..."
Kaynak: İskendernâme/ Firdevsî/ Sayfa:108 (Hazırlayan: Nimet Yıldırım)
"Cihana sığmamışken, bir mezara sığdı İskender;
Varıp baksan o da şimdi yıkık bir gâre dönmüştür..."diyor, saygılar sunuyorum
Şair Eşref yazdı