Kutsal aile birliği olan evliliğin, evcilik olmadığını bilerek evlendikleri halde,yinede sabır göstermeyip akşam evlenip sabah boşanarak ülkeyi dullar ülkesine döndüren sabırsız zavallılar,evlilik nedir, devleti devlet yapan aile nedir, eş nedir birde Nevra Serezli hanımefendiye ye kulak vererek ondan dinleyin, devleti devlet yapan temeli sağlam atılmış kutsal aileyi ve aile birliğini koruyup kollamayı.!
Bakın saygıdeğer akıl sahibi ve akıl sağlığı yerinde insanlar ve saygıdeğer okurlar, yüce Allah’ın akıl vererek yarattığı dili, dini ırkı ve rengi ne olursa olsun tüm insanlar huzur ve güven içerisinde insanca yaşama hakkına sahiptir, tabii sadece ülke de ve Ünye’de değil, tüm dünyada.
Nevra Serezli hanımefendi de yüce Allah’ın herkes hepimiz gibi akıl vererek yarattığı fani kullardan biri. İnsanlar dünyaya gözlerini insan olarak açarlar. İnsan düşünen canlıdır.
Düşünerek yaşama mecburiyetindedir. Düşünmeden yaşayan insanlar ve aileler sık sık hata yaparlar. Ve bu hatalar genellikle basit sebeplerden dolayı ayrılıkla noktalanır. Kutsal evlilik karşılıklı ilgi, alaka, sevgi ve saygıya güvene dayalı olarak devam eder, etmelidir.
Devletin temel taşı olan aile kurulurken ince elenip sık dokunmalı ki, kutsal aile birliği olan evliliklerin sonu genellikle de günümüzde olduğu gibi hüsranla bitmesin, bitmemeli. Tabii tarafların kutsal evliliğin evcilik olmadığını bilerek evlenmeleri gereklidir. Ama zorla da güzellik olmaz. Evlilikte sabır çok önemlidir, ama onunda bir sınırı vardır elbette. Evlilik olduğu gibi ayrılıkta olabilir ama sudan sebeplerle olmaz olmamalı. Tabii ayrılığın olmamsı için tarafların insanlık dışı tutum ve davranış sergilememelidirler. İnsanlık dışı davranış her iki taraf içinde kabul edilmez, edilemez.
Nisa Serezli hanımefendi de Yüce Allah’ın akıl vererek ve akıl sağlığı yerinde olan bir Allah kulu bizler sizler gibi. Akıl sahibi insanların sadece kendilerine değil, birlikte yaşadıklarına ve mensubu olduğu ülkesine faydalı hizmetlere imza atma mecburiyeti var. Bu insanların akıl sahibi insan olmalarının bir gereğidir. Çünkü insan ve insan dostu hiçbir canlı yalnız yaşamaz yaşayamaz. Yalnızlık sadece yüce Allah’a mahsustur.
Bunları neden anlattım. Ölümlü fani olan insanlar öleceğini bilerek yaşadıkları ve hatta yaşamaları gerektiği halde hiç ölmeyeceklermiş gibi insanlara yakışmayan, hatta insanlıkla bağdaşmayan bir dizi yanlışa ve bariz hatalara imza atar oldular son yıllarda özellikle de basit sorunlar yüzünden yuva yıkma konusunda. Devleti güçlü ve güçsüz yapan ailelerdir. Aileler ne kadar sağlam temeller üzerine kurulursa devlet o denli güçlü olur.
Bu yüzden tüm insanlar özeldir ve önemlidir, ancak sanat icra eden insanlar ve hayatları çok daha özel ve önemlidir. Çünkü sanatçıları sadece kendileri, sanatseverler ve yandaşları değil, tüm ülke ve dünya insanları izliyor, yaptıklarını ve yaşamlarını genellikle kendilerine örnek alıyor.
Bu yüzden sanat icra eden insanların hayatları ve yaşam şekilleri izleyen insanlar için son derece özel ve önemlidir.
Devleti güçlü ve güçsüz devlet yapan aileler ve kurdukları kutsal yuvalar çok önemlidir. İşte buna özel ve önemli bir örnek ünlü sanatçımız Nevra Serezli hanımefendinin yuva kurma ve yuvayı özenle devam ettirme konusundaki duygu ve düşünceleri.
Buyurun bir zahmet okuyun, akşam evlenip sabah boşanan sabırsız zatı muhteremler. Evliliğin evcilik olmadığını siz akşam evlenip sabah boşanan zavallılar olarak çok daha iyi biliyorsunuz da, biz Nevra Serezli hanımefendinin kaleminden dile getirilen o ünlü sanatçının hayatını kendiniz okuyup öğrenin de evliliğe ve hayata, geçici olarak, yani dünyada sizden öncekiler gibi belli bir süreliğine misafir olarak bulunduğumuz dünyaya ve hayata biraz daha özen gösterin istedik.
NEVRA SEREZLİ;
Sevgide gözünü yükseğe dikmemeli insan.
Mesela Metin Bana evlenme teklif etmedi.
Flört ederken "Nişanlanalım!" dedi.
Annesi ve babası hayatta değildi.
Beni istemeye de bir arkadaşımızın annesiyle geldi.
Geldiğinde elinde tek bir gül ve gofret vardı.
Parası yoktu.
Hem "Biz tiyatrocuyuz paramız yoktur, öyle gümüşler ve çikolatalar getiremeyiz" diyordu hem de "İşte adetse adet!" diyordu...
Nişanı evde yaptık. Nikâhımız da parasızlıktan tiyatro sahnesinde kıyıldı...
Ama bin tane düğüne bedeldi, salon tamamen dolmuştu, "Bu oyun tuttu!" esprisi yapıldı.
Gerçekten bu oyun 45 sene tutmuştu, o hastalık Metin'imi benden almasaydı daha da tutardı.
O ölmedi, turneye gitti ve gelecek gibi yaşıyorum hayatı diyerek sözlerini noktalayan Nevra Serezli hanımefendiye ve aynı minval üzere evliliğe ayrı bir önem veren ve özen göstererek yaşayan tüm insanlara bir kez daha teşekkür ediyorum diyor, saygılar sunuyorum.