Kötünün karşısında iyi kalabilen insanlara ülkede, ve hatta tüm dünyada, özelliklede bir hiç uğruna kanın gövdeyi götürdüğü Müslümanların yaşadıkları coğrafyada dünden daha çok günümüzde ihtiyaç var…
Akıl, insanların bu önemli ihtiyacını görmeleri için yüce Allahın kendilerine verdiği en önemli sermayedir.
İnsanlar için bu özel ve önemli sermaye olan aklı iyi kullanabilmek için yüce Allah’ın OKU buyruğu gereği okumuş öğrenmiş, ilim bilim sanat tahsil etmiş ve böylece hem kendisi hem de birlikte yaşam sürdüğü insanların ve insan dostu canlıların daha mükemmel bir yaşam sürmeleri için gerekli olan aklı geliştirmesine katkı sağlamış iyi insanlara ihtiyaç var.Akıl da insan gibidir,insan okudukça gelişir,akılda insan aklıyla doğru orantılı olarak gelişir.Hani daldaki bir meyve olgunlaşmadan nasıl yiyecek insana yada canlıya tat vermiyorsa,akılda sahibi olduğu insana olgunlaşmadıkça fayda sağlamaz.!Bunu sağlamanın yolu okumaktan öğrenmekten geçer.Okumadan öğrenmeden ne iyi olunur ,nede iyi yaşanır.O zaman akıl sahibi insana düşen okumak öğrenmek insan olarak kendini yetiştirmek geliştirmek ve yazarımız Matematikçi Muharrem Şahin kardeşimizin de kaleme aldığı makalesinde ifade ettiği gibi kötünün karşısında iyi kalabilmektir.
Yüce Allah kötünün karşısında iyi kalabilen insanların ülkede Ünye de ve tün dünyada sayısını artırsın inancıyla bugün Muharrem Şahin kardeşimizin makalesini paylaşarak,tüm insanların dünden daha çok ihtiyaç duydukları kötünün karşısında iyi kalabilecek insanlarımızın sayısının artmasına karınca kararınca katkımız olsun istedik..!
Kötü insan, kötülük yapan insan, kötülüğün büyüğünü görmüş bir insandır.
Kötülük gören "iyi" bir kötülük yaşarken, kötülük yapan "kötü" çok kötülük yaşamıştır.
Sevmeyi sevilmeyi mutluluğu yaşayabileceği güzellikleri yaşayamamıştır.
Kat kat zarardadır.
Çağdaş insanın hukuku bu gerçeği göz ardı etmez.
Kötüye karşı "Kısasa kısas" demez.
Öldüreni öldürmez.
Hele;
"Misliyle karşılık" kitaplarında hiç yazmaz.
Çağdaş hukuk kötünün kötülük yapmasını önlemenin kötüyü güzelleştirmenin yollarını arar.
Kötüye yapılan kötülüğü "İlahi adalet" diye nitelemek küçük akılların işidir.
Allah'ımız " Kısasa kısas" demez.
"Misliye karşılık" vermez.
Allah'ımız sonsuz mükemmeldir.
Çağdaş insanın bağışlayıcılığının çok çok, çok üzerinde bağışlayıcıdır.
Çağdaş insanın mükemmel insanın ulaşabildiği güzellikler mutlak güzelliğe bir yönelimdir sadece.
Kötü ile kötünün diliyle konuşmak savaşı iki kötünün savaşına dönüştürür.
Bu hem kötülerin kötülüklerini hem de kötülerin sayısını arttırır.
İnsanlığa gelebilecek zararlar da katlanır.
Ayrıca; bu tür savaşların da sonu gelmez.
Hele siyasi amaçlarla hiç de kötü olmadıklarını bildiğimiz insanları
"Bunlar kötüdür." diye göstermemiz bizi kötülerin büyüğü yapar.
Yaptığımız kötülüklerin en büyüğüdür.
İyi insanları da birbiriyle savaştırmış oluruz.
Allah böylelerimizi bağışlar mı, bilemiyorum.
Çağdaş toplumlar kötülük üreten kaynakların temellerini yok etmelidir.
Güzellikler içinde yaşayabilecek çevresine güzellikler saçabilecek bir insanın
baştan yok edilmesini önlemelidir.
...
Küçük aklımla güzelliklerle böyle buluşabileceğimizi düşünüyorum.
Not;
Montaigne'in "Denemeler" ini herkese öneriyorum.