Fındık hasadına şurada bir ay kaldı.
Çiftçi bahçesinde hasada yönelik hazırlık çalışmalarında.
Üretenin konuş- (a)madığı, bu günlerde fındığın bu yıl ne olacağı, kaç kilo olduğunu (rekolte),kaç lira etmesi gerektiğini (taban fiyat) herkes konuşuyor.
Doğrusu üreten çiftçi konuşamazsa da temsilcisi konumundaki ziraat odaları yöneticileri konuşuyor. Ancak ne kadar dikkate alınıyor, ya da fındık politikasında ne denli etkili olabiliyor tartışılır.
Kaldı ki ziraat odalarının bağımsız ve özgür kuruluşlar gibi statüleri olsa bile hükümet eksenli politikalarıyla "etliye sütlüye" karıştıkları söylenemez.
Bu durum çiftçilerin hoşuna gitmese de değişen birşey olmuyor.
*
Fındıkda bir kesim var ki genelde onların dedikleri oluyor. Fındığın rekoltesini de, verilecek fiyatı da, kendilerinin çiftçiden alacağı fiyatı da onlar belirliyor.
Her alanda lobileri çok güçlü.
Üreten çiftçi ne kadar konuşursa konuşsun, tepki koyarsa koysun sonuca etki edemiyorlar.
Helede sezon başında Eylül ve Ekim aylarında tüccar kaç lira fiyat diyorsa fındığını satmak zorunda olanlar satıp bir nevi kurtuluyorlar.
*
Muhalefet partilerinin genel başkanları, milletvekilleri, il başkanları fındık hakkına görüş açıklıyorlar. Üreticiden kaç liradan alınması gerektiğini, politikasının olması gerekenini dile getiriyorlar.
Ortak görüş fındığın ihracat, sanayi ürünü olduğu, tamamına yakınının dış ülkelere satıldığı, fiyatının da dolar bazında açıklanması istiyorlar.
Kimi siyasiler fındığa 4 dolar, kimi siyasiler 5 dolar fiyat verilmesini ifade ederlerken, ortak açıklamalarda fındık fiyatının bu yıl öngörüsü dahi yapılamayan hayat pahalılığında en az 4 dolardan aşağı olmaması noktasında birleşiliyor.
*
İktidar cephesinde bugüne kadar yapılan açıklamalarda fiyat telaffuz edilmedi. Hükümetin iller bazındaki temsilcileri fındık çiftçisini mağdur edilmeyeceğini enflasyon karşısında koruyacağı söylemiyle yetiniyorlar...
*
OLMASI GEREKEN...
Fındıkla ilgili görüşümüz hep aynı.
Yıllardır değişmiyor, aynı cümlelerle dile getiriyoruz.
Fındık ülkemizin milli ürünü.
Dünyanın her ülkesinde yetişmiyor.
Fındık üretildiği söylenen İtalya, Azerbaycan, Amerika, Gürcistan gibi ülkelerin fındığı da yeterli olmamakla birlikte çok kalitesiz, çikolata sanayinde kullanılamayacak kadar talep görmeyen türden...
Yüce yaradan bu ürünü ülkemizde bizim bölgemize bahşetmiş.
Nasıl ki ortadoğu ülkelerini petrol ile ödüllendirmişse bizleri petrolden daha değerli fındık bitkisiyle ödüllendirmiş.
Değerini, kıymetini iyi bilmek, hak ettiği şekliyle değerlendirmek lazım.
Bir kısım siyasilerin dillendirdiği gibi döviz üzerinden pazarlanan bir ürünün fiyatı döviz üzerinden belirlenmeli.
Çiftçi üretime ürettiğinin değeri tam verilerek teşvik edilmeli.
Fındık üzerinden para kazanan bileşenler birbirine üzerinden sömürü, "alt etme" düşüncesi sahibi olmamalı. Fındıkçı çiftçi üretimden uzaklaştırılırsa geri dönüşü kolay olmaz.
Her yapılan işin bir maliyet hesabı var.
Maliyet bedeli taraflarca dikkate alınmazsa çiftçi bir yıl bahçelerine girmemesi durumunda fındığı ağacıyla, dalıyla, ocağı ile birlikte kaybederiz.
Bu durumda kimseye fayda sağlamaz.
Fındık dolar üzerinden fiyatlandırılıp pazara sürülmeli. Devletimiz TMO aracılığı ile piyasada hakem rolünü üstlenip değerli ürünümüzü değerinden satılmasını sağlamalı.
Son cümle:
Fındığa bu yıl 4 Dolar karşılığı fiyat verilmeli ve sezon boyunca kur garantili fiyat uygulanmalı.