Deniz sularının tuzdan arındırılarak tüm dünyanın su kıtlığı giderilebilir. Enerji maliyeti çok fazla olduğundan geri dönüştürülemeyen çöpler geri dönüştürülerek yüzde yüze yakın çöp geri dönüşümü sağlanarak iklim değişikliği ve hava kirliliğinin önüne bile geçilebilir.
İnsanlar kutup bölgelerinde bile oldukça rahat yaşayabilir; elektrikli araçlarla daha uzak yerlere seyahat edebilir ve elektrik gerektiren tüm hizmetler daha ucuz ya da bedava olabilir.
Tüm bunları düşünmek heyecan verici olsa da sürdürülebilir yeşil enerji çok fazla maliyetli olacaktır. Bu düşünceleri gerçeğe dönüştürmek tamamen çeşitli siyasi, ekonomik ve teknolojik ürünlere bağlıdır. Yeşil enerji ve yenilenebilir tüm enerji alternatifleri günümüzde bağımlı olduğumuz petrol, kömür ve doğalgazın sonunu getirebilir.
Ayrıca daha temiz bir hava daha temiz bir doğa ve daha güvenli bir yaşam anlamına gelir. Politikacıların sürdürülebilir enerji politikalarını uygulaması ve yasaya koyması gerekmektedir. Bu engellerin üstesinden gelindiğinde yeşil ve yenilenebilir enerji politikamız ekonomiyi, kamu politikalarını, inovasyonumuzu ve çevremizi değiştirir. IEA ( Uluslararası Enerji Ajansı )’nın verilerine göre önümüzdeki 10 yıl içerisinde bazı bölgelerde elektrik talebinin yüzde 40 ile yüzde 60 arasında artış olacak.
Gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerde şuan ki duruma göre 2040 yılına kadar tüketici talebi rahatlıkla karşılanabilir. Ama gereksiz kullanım ve son yıllarda yaşanan pandemi ve savaş gibi olumsuz durumlar bu zamanı daha erkene çekmektedir. Şimdiden bazı Avrupa ülkelere elektrik kullanımında kısıtlamalara gitmekte ve resmen karanlığa gömülmekte.
Mevcut elektrik üretimi kullanılan fosil yakıtlar iklim değişikliğinin yüzde 30’undan sorumludur. Yeşil enerji sıfır karbon emisyonuna sahip olmasından dolayı bu oranı oldukça düşürmektedir. Tabi ki yeşil ve yenilenebilir enerji kullanımına sahip olan ülkeler ekonomi bakımından da önemli bir koz elde etmiş olurlar. Karbon üretmeyen enerji sistemleri oldukça faydalı bir gelecek vaad eder. Tamamen elektrikli araçlardan oluşan toplu ulaşım araçları; hem insanların daha ucuza istedikleri yerlere seyahat etmesine imkan verir hem de maddi kazanımlar elde etmelerina imkan verir.
Aynı şekilde ev, iş yerleri ve kamusal alanlarda kullanılacak olan yeşil, sürdürülebilir ve yenilenebilir elektrik sistemleri insanların daha ferah bir yaşam elde etmesine büyük bir katkıda bulunur. Bazı ülkeler şimdiden fosil yakıtlardan yavaş yavaş vaz geçmeye başlamasıyla yeşil enerji yöntemlerine dönüş sürecini hızlandırmıştır. Sıvı yakıt teknolojilerini elden çıkararak hem ülkelerine fazladan gelir hem de yeni enerji maliyetlerini dahada aşağıya çekmeyi planlıyorlar. Geleneksel enerji santralleri artık daha küçük bir rol oynayacaklar.
Tek sorun bu yenilenebilir enerji santrallerinin minimum kesinti ile çalışması için daha büyük ve daha sağlam bir alt yapıya ihtiyaç duyar. Bu süreç ise istikrarlı ve daha uzun bir iş istihdamına da yol açar. Değişen kaynaklar ve kesintili kaynaklar değişen mevsimlere göre fazlalık ve eksiklik gösterebilir bunun için bu yeşil enerjiği daha yenilikçi yöntemlerle depolamak gerekmektedir. Yeşil enerji sadece ev ve iş yerleri için değil özellikle büyük enerji tüketen şirketlere de büyük fayda sağlayacak.
Facebook, Google, Amazon ve Microsoft gibi şirketler sunucularını soğuk tutabilmek için saatte yaklaşık bir milyar kilowatt enerjiye ihtiyaç duyuyorlar; onlar için sağlanacak bu ucuz elektrik imkanı çalışanlarına ve kullanıcılara da maddi olarak fayda sağlayacaktır. Nükleer füzyon reaksiyonları kullanılarak elektrik üretimi sağlayan santraller istenildiği zaman kapatılıp açılabilinen santrallerdir. Bu sistemleri yaygınlaştırmak yakıt ve enerji ihtiyaçlarını önemli derecede ortadan kaldırabilir.
Maliyet artık bir engel olmaktan çıkar hatta füzyon biçiminde kullanılabilecek sınırsız yeşil enerji formatı ulaşım havacılık ve üretim dahil olmak üzere bir çok farklı sektörü kökünden değiştirebilir. Bu sayede atmosfere yayılan kirletici maddelerde ortadan kalkmış olur. Sadece havacılık sektörü bu kirliliğin yüzde 3’ünden sorumludur. Bu değişiklik bile çok önemlidir. Tüm bunların yanı sıra karbon yakalama ve depolama gibi diğer yeşil teknolojilerde net sıfır emisyon elde etmek için gerekli olacaktır.
Küresel sıcaklık artışının 1.5 derecenin altında tutmak için dünyanın 2070 yılına kadar en az yirmi yıl boyunca sıfır emisyonu yakalaması gerekmektedir. Bu başarıya ulaşmanın tek yolu yenilenebilir ve sürdürülebilir enerji kaynaklarıdır.